Bilinçaltının yaşamınız üzerinde ne kadar güçlü olabileceğini düşündünüz mü hiç?
Bu atasözünü duymayan yoktur: ‘Dervişin fikri ne ise zikri o olur’
Yani diyor ki; sen ne düşünürsen, söylediğin de o olur.
Bu atasözünün benzer bir versiyonu: ‘Ne düşünürsen, kendini onu yaşarken bulursun’
Yapmak istediğin bir eylemi ya da olmasını istediğin
bir dileğini ne kadar çok zihninden geçirirsen ve onu kendine hatırlatırsan o kadar amacın için harekete geçiyorsun.
Ona ulaşmak için kendine yeni yollar bulmaya çalışıyorsun. Çünkü bilinçaltın, hayalinden daha güçlü ve sen bilinçaltına gerekli mesajı iletirsen kendini hayalini yaşarken buluyorsun…
Kanser ile mücadele eden insanlara verilen en büyük tavsiye nedir? Moralini yüksek tut, keyif aldığın şeyleri yap, seni üzecek şeylerden uzak dur…
Bu ve bu benzeri tavsiyelerin ortak noktası: 'Bilinçaltına olumlu mesaj ver' demektir.
Çünkü bunları yaparsan, yani hastalığı bir noktaya kadar yok sayıp günlük hayatına devam edersen bu hastalıkla başa çıkarsın.
Yürüyüş senin için bir alışkanlıksa ona devam et, ‘hastayım, yorulurum’ deyip gitmemezlik yapma.
Dizi izlemek senin için bir keyifse izle, duygusal bir diziyse ‘etkilenirim’ deyip izlememezlik yapma.
Kendi dünyandan çıkıp o dünyaya girmek iyi gelecektir.
Yemek yapmak ve onu insanlara ikram etmek seni mutlu ediyorsa, yap. Hatta daha önce hiç yapmadığın yemekleri yap, onları deneyimle.
Ya kimse beğenmezse ya yapamazsam diye korkma, en kötü ne olabilir ki? Yemeği yapmak için verdiğin uğraş ve sonucunda aldığın karşılık seni mutlu edecektir.
Aslında 'moralini yüksek tut' demek doktor kontrolünde olarak hayatına kaldığın yerden devam et demektir.
Kısaca hanene eklediğin her artı mutluluk, hastalığa esir olmadan geçen her gün vücudundan kanserli hücreleri yok etmek demektir.
Aslında bilinçaltın bunu başarabilecek güçte. Yeter ki ona inan…