Nadir kan gruplarına ihtiyaç duyulan acil ameliyat ve kaza vakalarında, stoklarda kan bulmak hayati önem taşır; bu noktada en zor bulunan kan grubu sorusu neden kritik hâle geliyor, hiç düşündünüz mü? Kızılay ve ulusal kan bankalarının verileri, bazı grupların toplumda binde bir seviyesinde görüldüğünü gösteriyor, peki kan grupları ne sıklıkla bulunur ve bağış çağrıları ne zaman zirve yapar? Dünyanın dört bir yanındaki istatistikler, “nadir” tanımının kıtalar arasında değiştiğini ortaya koyarken, dünyada en az bulunan kan grubu listesi de her yıl güncelleniyor.
En zor bulunan kan grubu ifadesi genellikle “0 Rh– (sıfır negatif)” için kullanılsa da tıp literatürü, Rh null gibi ultranadir alt grupların varlığına da işaret eder. Genel nüfusta binde sekiz civarında rastlanan 0 Rh–, evrensel verici özelliğiyle travma merkezlerinin ilk aradığı kan grubudur. Kan merkezleri, kan grupları ne sıklıkla bulunur sorusuna ulusal istatistiklerle yanıt verirken, bağış ve talep dengesini bu oranlara göre ayarlar. Dünya geneline bakıldığında, dünyada en az bulunan kan grubu unvanını yaklaşık dünyada 50 civarı kişide tespit edilen Rh null taşır; ancak klinik pratiğe yansıyan “en nadir” sınıflandırması ülkeden ülkeye değişir.
Toplum içinde “en zor bulunan” denildiğinde akla ilk gelen grup 0 Rh– olur; çünkü negatif Rh faktörü, acil kan gereksinimlerinde uyumsuzluk riskini artırır. 0 Rh– tüm kan gruplarına verilebilirken, yalnızca aynı gruptan veya 0 Rh– bağıştan kan alabilir. Bu çift taraflı gereklilik, kan stoklarının hızla tükenmesine yol açar. Nadirlik sadece sıklık oranıyla değil, klinik talep yoğunluğuyla da ilişkilidir; talebi yüksek, verici havuzu dar olan gruplar “en zor bulunan” kategorisinde değerlendirilir.
2024 verilerine göre A Rh+ kan grubu dünya nüfusunun yaklaşık %34’ünü oluştururken, B Rh– %2, AB Rh– ise %1’in altında kalır. 0 Rh+ ise ikinci sırada ve her beş kişiden birinde görülür. Farklı kıtalarda dağılım değişkendir; örneğin Asya’da B Rh+ oranı Avrupa’ya kıyasla daha yüksektir. Bu coğrafi farklılık, ülkelerin bağış kampanyalarını bölgesel istatistiklere dayandırmasına neden olur.
Bilim çevrelerinde “Altın Kan” diye anılan Rh null, Rh sistemindeki tüm antijenlerin eksik olduğu son derece nadir bir fenotiptir. İlk kez 1961’de Avustralya’da tespit edilen bu grup, dünyada yalnızca birkaç düzine kişide görülmüştür. Rh null bireyler evrensel verici olsalar da, kan bulmakta zorluk yaşarlar. Dünya Sağlık Örgütü ve uluslararası kan bankaları, bu gruba sahip bağışçıları küresel bir “acil verici veri tabanı”nda anonim kodlarla izler.
Ulusal kan kuruluşları, nadir gruplu bağışçıları periyodik olarak davet ederek stok takviyesini sürdürür. Dijital platformlar, donörlere kan bankası ihtiyacı anında SMS veya mobil uygulama bildirimi gönderir. Gönüllü bağışçıların düzenli taraması, özellikle Rh negatif ve alt grup varyantları için kritik stok dengesini korur.