Uyku apnesi yalnızca horlama değil, kalp krizinden felce kadar birçok ciddi hastalığın habercisi olabilir. NIH eski uyku araştırmaları direktörü Prof. Dr. Michael J. Twery, bu sinsi tehlikeye karşı toplumu uyarıyor.
Uyku sırasında solunumun tekrar tekrar durduğu uyku apnesi sendromu, dünya genelinde her yıl milyonlarca kişiyi etkiliyor. Ancak uzmanlara göre bu tehlikeli tablo hâlâ yeterince ciddiye alınmıyor.
Amerikan Ulusal Uyku Bozuklukları Araştırma Merkezi’nin eski direktörü Prof. Dr. Michael J. Twery, “Uyku apnesi sadece horlamadan ibaret değil. Kalbinizin gece boyunca defalarca oksijensiz kalmasına neden oluyor. Bu da kalp krizine, hipertansiyona ve felce zemin hazırlıyor” diyerek hayati bir uyarıda bulundu.
ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) destekli 2023 tarihli bir çalışmada, şiddetli uyku apnesi bulunan bireylerde kalp hastalığı görülme riski normal bireylere göre yüzde 140 daha yüksek bulundu.
Yine aynı çalışmaya göre:
Günde ortalama 30’dan fazla solunum durması yaşayan bireylerde ani ölüm riski 2,5 kat artıyor,
Uyku apnesi tedavi edilmediğinde inme riski yüzde 67 oranında artıyor.
Prof. Dr. Twery, uyku apnesinin sinsi seyrettiğini ancak bazı uyarı sinyalleri verdiğini belirtiyor. İşte dikkate alınması gereken belirtiler:
Twery, bu belirtilerin 2-3 hafta boyunca devam etmesi halinde bir uyku merkezi veya göğüs hastalıkları uzmanına başvurulması gerektiğini vurguluyor.
Uyku apnesi sırasında nefesin durmasıyla birlikte kandaki oksijen seviyesi düşüyor. Bu da vücudun strese girmesine, kalp atışlarının hızlanmasına ve gece boyunca sürekli adrenalin salınımına neden oluyor.
Prof. Twery bu durumu şöyle açıklıyor:
“Kalp, gece boyunca olması gerekenden çok daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. Bu da hem kalp kasını zayıflatıyor hem de ritim bozukluklarına zemin hazırlıyor. Yani kalbiniz siz uyurken aslında alarm veriyor.”
Uyku apnesi tanısı için altın standart test, polisomnografi olarak bilinen uyku testi. Bu test, bir gece boyunca hastanın solunumu, oksijen seviyesi, kalp ritmi ve beyin aktivitelerini ölçüyor.
Tedaviye gelince:
Hafif vakalarda kilo kontrolü, sigaranın bırakılması, alkol alımının azaltılması yeterli olabiliyor.
Orta ve ağır düzeyde uyku apnesi olan bireylerde ise CPAP cihazı kullanımı öneriliyor. Bu cihaz, uyku sırasında solunum yollarını açık tutarak nefesin durmasını önlüyor.
Uyku apnesi, özellikle aşağıdaki risk gruplarında daha yaygın görülüyor:
Twery, özellikle yüksek tansiyonu olan bireylerde uyku apnesi görülme sıklığının %60’a kadar çıkabildiğini ifade ediyor.
Prof. Dr. Twery, toplumda horlamanın hâlâ bir “uyku sorunu” olarak değil, normal bir durum olarak görüldüğünü belirterek şunları söylüyor:
“Horlama bir hastalık belirtisi olabilir. Uyurken nefesinizin durduğunu hissediyorsanız ya da partneriniz bunu fark ettiyse, bir an önce harekete geçin. Bu sadece daha iyi bir uyku değil, daha uzun ve sağlıklı bir yaşam için şart.”