Bill Gates ve Warren Buffett’ın öncülüğünü yaptığı milyarder bağışçılık dönemi sona eriyor. Artık sahnede kadınlar var ve yeni nesil hayırseverlik “güven temelli” bir modelle şekilleniyor.
Bill Gates ve Warren Buffett’ın yıllar boyu şekillendirdiği bağışçılık anlayışı tarihe karışıyor. Onların başlattığı, Rockfeller ve Carnegie dönemlerini andıran dev bağış akımları, yerini daha sessiz ama etkili bir modele bırakıyor. Bu yeni dönemin kahramanlarıysa çoğunlukla kadınlar.
Gates, bu ayın başlarında vakfını 2045’e kadar kapatacağını ve toplamda 200 milyar dolarlık bağış yapacağını duyurdu. Aynı zamanda kişisel servetini de eritmeye hazırlanıyor. Buffett ise 94 yaşında Berkshire Hathaway’in başından ayrılmaya hazırlanıyor. 240 milyarderin imza attığı ve toplamda 600 milyar dolarlık bağış vaadi içeren “Giving Pledge” hareketinin de geleceği bu değişimle birlikte belirsizleşiyor.
Indiana Üniversitesi'nden Amir Pasic'e göre, Gates’in attığı bu adım “başkaları da onu takip edecek mi?” sorusunu akıllara getiriyor.
ABD Temsilciler Meclisi’nde geçen hafta onaylanan bir bütçe paketine göre, 5 milyar doların üzerinde varlığa sahip vakıflara yüzde 10 oranında vergi getirilecek. Bu düzenleme özellikle Gates, Ford ve Soros gibi büyük, liberal vakıfları hedef alıyor.
CUNY Hayırseverlik Merkezi direktörü Kathleen McCarthy’ye göre, bu yeni vergi politikası büyük vakıfları ciddi şekilde zorlayabilir. Bunun sonucunda da milyarderler yeni yollar aramaya başlayacak.
Alternatif modellerden biri de MacKenzie Scott’un öncülük ettiği “gizli bağış” yöntemi. Scott, bugüne kadar 2.450 sivil toplum kuruluşuna toplamda 19,25 milyar dolardan fazla bağış yaptı—üstelik rapor ya da hesap sormadan. Yani güvendiği kuruluşlara sessizce, isim bile belirtmeden destek veriyor.
Scott’un bu yaklaşımı, sadece bir trend değil, aynı zamanda “yeni normal” olabilir. Uzmanlar, bu yöntemin vergi yükünü azaltmak isteyen diğer milyarderler tarafından da benimseneceğini düşünüyor.
Yeni dönemde bağışçılığın öne çıkan isimleri arasında MacKenzie Scott açık ara önde. Amazon’un kurucusu Jeff Bezos’un eski eşi olan Scott, “parayı kime verdiğimi açıklamama gerek yok” diyerek bağış dünyasında tabuları yıktı.
Melinda French Gates de Gates Vakfı’ndaki geçmişi ve bireysel bağış faaliyetleriyle dikkat çekiyor. Zuckerberg-Chan çifti ise özellikle sağlık alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak uzmanlara göre bu kadınlar yalnızca yeni değil; uzun zamandır perde arkasında vardı. Örneğin, 20. yüzyıl başlarında servetini hayır işlerine adayan Madam C.J. Walker, ABD tarihinin ilk kendi servetini yaratan siyah kadın milyoneri olarak bu dönüşümün erken örneklerinden biri.
Artık perde arkasından sahne önüne geçen bu kadınlar, sadece bağış yapmıyor; strateji geliştiriyor, sistemleri dönüştürmek istiyor ve paralarının nasıl kullanılacağını dikkatle araştırıyor.
2024 yılı boyunca haftada ortalama dört yeni milyarder listeye eklendi. Bu da oyunun kurallarını değiştiren yeni aktörlerin her geçen gün çoğaldığını gösteriyor. Kadınların iş gücüne katılımı, finansal okuryazarlık düzeylerinin artması ve üst düzey yönetici pozisyonlarına gelmeleri, onları sadece servet sahibi değil, aynı zamanda etki gücü yüksek bireylere dönüştürdü.
McCarthy’ye göre, “Kadınlar artık büyük bağışlar yapmaktan çekinmiyor. Parayı nasıl yöneteceklerini biliyorlar ve sistemde değişim yaratmak istiyorlar.”
Google Play
App Store
Haberi Paylaş
14:47
İLGİLİ HABERLER
YORUM YAZ