Rusya, Ukrayna'ya Şubat 2022'de "Özel Askeri Operasyon" adı altında gerçekleştirdiği saldırısıyla savaş başlattı. Yıllardır kanlı olaylara sahne olan savaş devam ederken, Rusya’nın savaş sırasında işgal ettiği Zaporijya Nükleer Santrali'ne dışarıdan sağlanan elektrik, üç günü aşkın süredir kesildi. Bu durum, altı reaktörlü santralde güvenlik endişelerini tırmandırdı.
Rusya 24 Eylül Salı günü santralin son enerji hattını devre dışı bıraktı. Acil durum jeneratörleri çalışsa da elektrik hatlarının yeniden bağlanacağına dair herhangi bir işaret görülmüyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi, yaşanan gelişmeleri “derin endişe verici” olarak nitelendirdi.
Çevresel sivil toplum kuruluşu Greenpeace uzmanları ve Ukraynalı yetkililer, Moskova’nın santrali siyasi bir “rehin” olarak kullandığını ve en az bir reaktörü yeniden çalıştırma yönünde tehlikeli adımlar attığını ileri sürdü.
2011 yılındaki Fukuşima felaketinin ardından yapılan stres testlerine göre, nükleer tesislerin dış elektrik olmadan en fazla 72 saat çalışabileceği öngörülüyor. Bu sürenin aşılması daha önce yaşanmamış bir durum ve Ukrayna kaynakları bunun ciddi risk barındırdığına dikkat çekiyor.
Santral 2022’de Rusya tarafından ele geçirildiğinde güvenlik amacıyla reaktörler “soğuk kapatma” moduna alınmıştı. Kremlin, reaktörleri yeniden devreye sokup Rus şebekesine bağlamak istiyor.
Ukraynalı bir yetkili, “Rusya kendini kurtarıcı gibi göstermek istiyor” dedi. Greenpeace uydu görüntülerinde, Mariupol üzerinden 200 kilometreyi bulan yeni bir enerji hattı inşaatı tespit etti.
UAEA’nın aldığı bilgilere göre, jeneratörleri beslemek için 20 günlük dizel yakıt mevcut. Şu anda 18 jeneratörden yedisi soğutma sistemlerini çalıştırıyor. Ancak jeneratörlerde arıza olması halinde, reaktör yakıtlarının haftalar içinde kontrolden çıkarak erime riski bulunuyor.
Yaz aylarında santral sahasında bir kanal üzerine baraj kurulduğu ve daha küçük bir su kaynağı oluşturulduğu da tespit edildi.
Greenpeace uzmanları, bunun en az bir reaktörü yeniden devreye almak için planlandığını düşünüyor.
2011’de Japonya’da yaşanan 9 büyüklüğündeki deprem sonrası devreye giren acil durum sistemleri, tsunamiden dolayı çalışamaz hale gelmişti.
Üç reaktörde erime gerçekleşmiş, 100 binden fazla kişi tahliye edilmişti. Zaporijya’da ise durum farklı. Reaktörler soğuk durumda, ancak uzun süreli elektrik kesintisi büyük risk oluşturuyor.