Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Finansal piyasalar, acemi yatırımcılar için büyük bir heyecan kaynağı olduğu kadar, yüksek riskli bir alan da olabilir. "Hangi hisseyi almalıyım?" sorusunun cevabı, şans faktöründe değil; temel analiz, risk yönetimi ve disiplinde gizlidir.
Borsa, hızlı kazanç vaadiyle birçok kişiyi cezbetse de, sağlam bir strateji ve bilgi birikimi olmadan yapılan yatırımlar, ne yazık ki kısa sürede büyük kayıplara yol açabilir. Başarılı bir hisse senedi yatırımcısı olmak, sadece piyasa dalgalanmalarını izlemekten ibaret değildir. Asıl sır, bir şirketin değerini doğru okumakta, sektörünün geleceğini tahmin etmekte ve en önemlisi, duygusal kararlar almaktan kaçınmaktadır. Bu nedenle, deneyimli yatırımcılar kaybetmemek için kendilerini katı kurallara tabi tutar.
Yatırımcıların borsada kaybetmesinin en büyük nedeni, genellikle bilgi eksikliği değil, disiplin eksikliği ve duygusallıktır. Panikle satış yapmak, kısa vadeli kazançlara odaklanmak ve "tüyo" peşinde koşmak, yatırımcıları en çok zarara uğratan davranışlardır. Başarılı bir hisse senedi seçimi ise, duygusallıktan arınmış, temellere dayalı bir analiz sürecini gerektirir.
Bir hisse senedi almadan önce, o hissenin temsil ettiği şirketi iyice analiz etmek gerekir. Temel analiz, bir şirketin gerçek değerini (intrinsic value) belirlemeyi amaçlar.
Bir hissenin ucuz mu yoksa pahalı mı olduğunu anlamanın en basit yolu, finansal oranlarına bakmaktır:
Şirketin yönetim kurulu, yatırımın kaderini belirleyen en kritik unsurdur. Şeffaf, dürüst ve vizyon sahibi bir yönetim ekibi, zorlu dönemlerde bile şirketi ileriye taşıyabilir. Yönetimin hissedarlara karşı şeffaflığı, şirketin geleceği hakkında önemli bir güvence sağlar.
Yatırımcıların kaybetmeme stratejisinin en temel kuralı, portföyü çeşitlendirmektir. Tüm sermayeyi tek bir hisseye, tek bir sektöre veya tek bir varlık sınıfına (sadece altın, sadece kripto gibi) yatırmak, riski maksimize eder. Portföy, farklı sektörler (enerji, teknoloji, perakende, finans) ve farklı risk seviyeleri arasında dengelenmelidir. Bir sektör kötü performans gösterdiğinde, diğeri bu kaybı telafi edebilir.
Kısa vadeli al-sat yapanlar teknik analizle (grafik formasyonları, indikatörler) ilgilenirken, uzun vadeli düşünenler için temel analiz önceliklidir. Bir hissenin sadece grafiği yükseliyor diye alınması, temeli sağlam olmayan bir binaya yatırım yapmak gibidir. Teknik analiz, sadece giriş ve çıkış zamanlamasını belirlemede yardımcı olmalıdır, yatırım kararının ana temeli olmamalıdır.
Piyasa düşüşe geçtiğinde panikleyip satış yapmak, en büyük hatadır. Deneyimli yatırımcılar, yatırım yapmadan önce, hissenin ne kadar düşebileceğini (kayıp eşiği) belirler ve bu seviyeye ulaştığında otomatik satış talimatı (stop-loss) verir. Bu disiplin, duygusal kararlar almayı engeller ve büyük zararların önüne geçer.
Sosyal medyada veya arkadaş ortamlarında yayılan "kesin yükselecek" tüyoları, genellikle küçük yatırımcıyı tuzağa düşürmek için manipülatif amaçlarla kullanılır. Yatırım, her zaman kendi araştırmanıza, kendi analizlerinize ve kendi risk profilinize dayanmalıdır. Bilinçli yatırımcı, duyduklarını değil, okuduklarını ve analiz ettiklerini takip eder.