Nisan ayından bu yana ABD borsaları rekor üstüne rekor kırarken, ekonomideki kırılgan verilere rağmen yatırımcıların iştahı azalmıyor. Uzmanlar bu çelişkinin nedenlerini ve olası sonuçlarını tartışıyor.
ABD borsaları nisan başından bu yana adeta uçuşta. Özellikle S&P 500 ve Nasdaq Bileşik endeksleri, yatırımcıların gözünü alamadığı bir yükseliş trendiyle peş peşe rekorlar kırdı. Hareketin fitilini ateşleyen gelişme ise Başkan Donald Trump’ın 9 Nisan’da tarifeleri askıya alması oldu.
S&P 500, o günden bu yana %24’ten fazla artarken, teknoloji devlerinin öncülüğünde Nasdaq %33’lük bir sıçrama yaşadı. “Muhteşem Yedili” olarak anılan teknoloji devleri, bu yükselişte başrolü kaptı.
Bu getiriler, özellikle S&P 500’ün uzun vadeli ortalama yıllık kazancı olan %10 seviyesinin çok üzerinde. Üstelik sadece iki ay öncesine kadar “ayı piyasası” riski konuşuluyordu.
Bu etkileyici ralliye rağmen, ABD ekonomisinin içinde bulunduğu durum pek iç açıcı değil. İşsizlik artıyor, büyüme yavaşlıyor, enflasyon yeniden tırmanışta. Buna rağmen borsaların böyle bir performans göstermesi, “Peki ama neden?” sorusunu gündeme getiriyor.
ABD’nin çekirdek enflasyonu mayısta %2,7’ye çıktı. Bu rakam, bir önceki aya göre artış gösterdiği gibi, Eylül 2024’teki seviyeye eşit. Pek çok uzmana göre bu tablo, enflasyonun kalıcılaşabileceğini gösteriyor.
Bu arada Trump yönetimi ithalata yeni vergi duvarları örüyor. Kanada ve Meksika'dan gelen ürünlere %25, Çin’den yapılan ithalata %30 ve genel ithalata %10 vergi getirilmiş durumda. Giyimden elektroniğe birçok ürünün fiyatının artması bekleniyor. Bu da tüketiciyi zorluyor.
Zaten ABD ekonomisi yılın ilk çeyreğinde %0,5 daraldı. Dünya Bankası'nın 2025 büyüme tahmini %1,4’e kadar gerilemiş durumda. İşsiz sayısı da 696 bini geçti; bu, geçen yıla göre %80'lik bir artış. İşsizlik oranı %4,2’ye yükselmiş durumda.
Güven endeksleri de zayıf. Conference Board’un Beklentiler Endeksi nisan ayına göre artış gösterse de hâlâ 69 puanla, resesyon sinyali veren 80 eşik seviyesinin altında.
Tüm bu karamsar tabloya rağmen, Wall Street’in deneyimli isimlerinden Sam Stovall iyimser. CFRA’da baş yatırım stratejisti olan Stovall, geçmiş verileri analiz ederek bu yükselişin neden sürdürülmesi gerektiğini anlatıyor.
Stovall’a göre, Nisan ayındaki sert düşüş sonrası yaşanan hızlı toparlanma dikkat çekici. “Sadece 80 günde kayıpların tamamı telafi edildi,” diyen uzman, bunun tarihsel ortalamanın (236 gün) çok altında olduğunu hatırlatıyor.
Özellikle bilgi teknolojileri sektörü, Nisan ayındaki düşüşten bu yana %41 yükselmiş durumda. En çok darbe alan üç sektörün (teknoloji, dayanıklı tüketim malları, iletişim hizmetleri) ortalaması ise %32. Bu da sert düşüşlerin ardından gelen güçlü alımların bir göstergesi.
Stovall, yılın geri kalanı için umutlu olsa da, üçüncü çeyreğe temkinli yaklaşıyor. Tarihsel olarak, bu dönemin S&P 500 için en zayıf çeyrek olduğunu belirten uzman, bu çeyrekte ortalama getirinin sadece %0,1 olduğuna dikkat çekiyor.
Genellikle iletişim hizmetleri, dayanıklı tüketim malları, enerji ve hammadde sektörlerinin en fazla değer kaybı yaşadığı dönem de yine bu çeyrek.
Ancak Stovall’a göre, bu tür geçici düşüşler uzun vadeli yatırımcı için alım fırsatına dönüşebilir. “Yüzde 10’a varan ani düşüşler, genellikle hızlı bir toparlamayla sonuçlanır. Yatırımcılar, ekstra %6 ila 10 arasında kazanç bekleyebilir,” diyor ve ekliyor: “Ama bunun için üçüncü çeyreği sağ salim geçmeleri gerek.”