Yalova’da, 2018 yılında 11 yaşındaki Kerem Karakaya’nın sınıf arkadaşı tarafından kaza sonucu vurulmasıyla ilgili süren davada, acılı ailenin avukatının dikkati dosyanın seyrini değiştirdi.
Yalova’da bundan tam 5 yil önce meydana gelen olayda; Kerem Karakaya, sabah saat 8.30 saatlerinde okul arkadasi F.B’nin evine gitmis, burada iddiaya göre oyun oynadiklari sirada evin odunluk kisminda bulunan kirma av tüfegi ile 11 yasindak çocuk basindan vurulmustu. F.B’nin cezai ehliyetinin bulunmamasi nedeniyle Yalova 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “Taksirle Ölüme Neden Olma” suçundan F.B.'nin anne ve dayisi Serpil B ve Rahmi B.'nin yargilanmasina baslanmisti.
Davadaki aile, avukat ve tanik beyanlari üzerine; tüfegin agirligi, 2 kez ates edilmesi, kartusun degistirilmesi ve silahin ates mekanizmasinin suça sürüklenen çocuk tarafindan bilinemeyecegi, delillerin tam toplanmamis olmasi ve kasten adam öldürme süphesinin varligi nedeniyle Yalova Cumhuriyet Bassavciligi’na suç duyurusunda bulunuldu.
Acili ailenin avulatinin dikkati sayesinde dosyanin seyrini degisti ve savcilik olay günü evde bulunan F.B’nin annesi Serpil B. ve dayisi Rahmi B. ile ilgili kasten öldürme suçundan sorusturma baslatti.
Olay günü olayin yasandigi eve yaklasik 1 kilometre uzaklikta bulunan otelde çalisan Halil Karakaya, oglunun ölümüyle sonuçlanan olayin detaylarini anlatti. Oldugu yerde yasananlari uzaktan çocugunun oldugundan habersiz bir sekilde izledigini belirten Baba Karakaya, “Otelden ben saat 08.42’de asagiya dogru dönüp baktigimda burada bir olay oldugunu hissettim. Burada bir hareketlilik vardi. Burada insanlar vardi. Olaydan 3-5 dakika önce de ben 2 el silah sesi duydum. Biz neyin ne oldugunu bilemedik. Sonrasinda buraya ambulans geldi, 2 araç geldi. Saat 9.00 civariydi, belki de 9.00’u asmisti ambulans geldi. Ambulans geldiginde çocugu yanina geldi çocugu almadi. Ondan sonra soför arabaya bindi. Ambulansi çalistirdi. Çikacagi zaman yanina bir tane bayan geldi. Ambulanstan tekrar indiginde çocugun yanina geldi, yine almadi. Çünkü ölmüstü. Tekrar ambulansa bindi. Ambulans tam hareket halindeyken jandarma geldi. Jandarma geldikten sonra ambulans çikis yapamadi, durdular. Sonra burada baya bir beklediler. Bekledikten sonra ben otelde odaya girdim, çiktim çocugu buradan almislardi. Ambulans, ekipler herkes burada bekliyordu" dedi.
Saat 9.18’de esinin kendisini arayarak Kerem’in vuruldugunu söyledigini ifade eden Karakaya, “Ben de orada cinayet var diyerekten gittim oraya. Daha sonra F.B’nin annesini gördüm, karnindan vuruldu dedi. Çocugu gördüm silahi arkasindan dayadim dedi. Ambulansciya sordum ‘ne bekliyorsun’ diye. Sen kimsin dedi. ‘Çocugun babasiyim’ dedim. Sonra ambulans yavas yavas yürüdü ama bir yarali götürür durumda degildi. Ambulans ne siren çaliyordu, ne de hizli gidiyordu. Yavas, yavas, tingir mingir gidiyordu. Ana yola çiktiktan sonra esim ambulansi görüyor. O zaman da ambulans bekliyor. Neden bekliyor saat dolduruyor. Burada olayin asli nedir, savcinin buraya gelmemesi, çocugu buradan yarali olarak diyerekten hastaneye alip gitmek için. Çocuk silahi arkasindan dayadim dedi ama basinin ön tarafindan vurulmus. Daha sonra fotograflari da inceledigimizde çocugun arkadan vurma sansi da yoktur. Bizim süphelendigimiz kisiler çocugun üzerine attilar ceza almasin diye. Biz bundan süpheleniyoruz. Olay olali tam 5,5 yil oldu. Ben adalet istiyorum varsa" ifadelerini kullandi.
Olay yerine savciyi getirtilmedigini ifade eden Karakaya, “Çocugum ayni gün ya da bir önceki gün görmemesi gereken bir sey görmüs. Yoksa bir insan bir çocugu öldürmez, mümkün degil. Çocugun yalnizca bir elinde barut izi çikiyor. Onu da bir eliyle tutturarak siktirdilar. Çocugun ne bir doktor muayenesi var, ne bilmem neyi var. Çocugun onun içinden bos kovani çikarmasi mümkün degil. 12 yasindaki çocugun o silahi kullanma sansi sifir. Bu mümkün degil. Arti silahi kiracak bos kovani da içinden çikaracak, bu mümkün degil. Bunu birileri yapti. Arti silahta parmak izi de yok. Silah balistige gitti, geldi parmak izi yok. Bütün bu cinayet olayi, bütün düzmece. Biz burada anne, dayi ya da burada birileri vardi. Çocuk buraya geldiginde vuruldu. Gelir gelmez evin önüne. Sanki çocugu bekliyorlardi burada” diye konustu.
Ailenin avukatlarindan Sermin Tankut ise dosyaya yeni intikal ettiklerini söyledi. Kasten öldürmeden. Sorusturmanin devam ettigini anlatan Tankut, davadaki çeliskilere deginerek söyle konustu:
“Silahla ilgili söyle bir sey var, silah kirma, kartusu kendi atmamaktadir. Kartusu birisinin çikarmasi gerekiyor. Karsi taraf, saniklar diyorlar ki, otomatik atiyor vesaire. Yani yalan söylüyorlar. Hukuka aykiri beyanlarda bulunuyorlar. Çocuk 11 yasinda 30 kilo civari. Silahin bulundugu yer, tespit edilmedi henüz. Çünkü her bir ifadesinde farkli bir yer söylüyorlar. O zaman 2,5 metre yüksekliginde istiflenmis odunlar. Çocugun oraya kadar erismesi mümkün degil. Bu sekilde bir sürü çeliski var.”
Ailenin diger avukati Ekin Elçin Kiliç, ise olay sorusturmasiyla ilgili çok sayida ihmalin oldugunu dile getirdi. Tatbikat raporu, parmak incelemesi gibi birçok konudan ihmallerin oldugunu ifade eden Kiliç, sunlar kaydetti:
“Bu ihmallerden kaynakli olarak da dosyanin seyri degismisti. Biz bütün çeliskileriyle ortaya bir sey koyduk. Sag olsun sayin savcimiz da bizi dikkate aldi. Suanda sorusturmamiz devam ediyor. Kasten öldürmeden kaynakli. Dosya içerigiyle alakali ne yazik ki bilgi veremeyiz. Ailenin leyhi yönünde ilerleyen bir süreç var. En büyük çeliski silahin içinde kartusun olmamasi. Bir çocugun yaptigini düsünmedigim bir sey. Agir bir silahtan bahsediyoruz. Çok profesyonel, daha önce hayatinda silah kullanmis kisilerin yapabilecegi bir islem bu. O yasta bir çocugun yapabilecegi bir sey degil bu kartusun çikarilmasi olayi. Onun haricinde buna benzer sekilde ihmal edilen birkaç husus var. Bence en büyük ihmal bir tatbikat raporu, yani olay esnasinda arayip savcinin çagrilmasi gerekiyordu. Tabi ki savcilarimizla çok daha iyi bir sorusturma yürüyor. Olmasi gereken her sey olmasi gerektigi gibi yapildigi zaman sorusturmanin seyri orada kendisini gösteriyor bunu. Bizim burada en büyük sikintimiz da bu oldu. Bir tatbikat raporunun olmamasi, bizim sürekli bir seyleri mantik yürüterek yapmaya çalismamiz, keza ailenin de öyle yillarca oradaki çeliskileri bulup çikarmasi.”