Ankara'da sokak köpeklerini sahiplenme bahanesiyle evine alan ve parçalayıp öldürdüğü öne sürülen doktor M.M.D, hakim karşısına çıktı. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 9 Eylül'e erteledi.
Ankara'nın Etimesgut ilçesinde sahiplendiği sokak köpeklerini öldürdüğü öne sürülen sanık M.M.D.'nin, ‘müstehcenlik' ve 'birden fazla evcil hayvana cinsel istismarda bulunarak kasten öldürme' suçlarından bugün hakim karşısına çıktı. Ankara'da görülen duruşmaya tutuklu sanık M.M.D. ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada, hayvan hakları dernekleri avukatlarının davaya katılma taleplerini görüşen hakim, avukatların beyanlarını almadan katılma talepleri hakkında karar vereceğini söyledi.
Duruma tepki gösteren avukatlar, usule aykırı hareket edildiğini savunarak sözlü olarak itirazda bulundu. Avukatlarla hakim arasında bu nedenle sözlü tartışmalar yaşandı. Mahkeme, yapılan değerlendirme sonucunda hayvan hakları derneklerinin dosyaya katılma taleplerini reddetti.
Söz verilen tutuklu sanık D. savunmasında, "Ben şerefli bir Türk hekimi olarak yetiştirildim. Kardeşlerimden biri tıp fakültesinde eğitim görmektedir. Şahsıma yönelik suç ithamlarında bulunulmaktadır. İfadelerimin zapta geçmesini istiyorum. Bundan dolayı hiçbir canlıya zarar vermem. Köpekler bana aitti, köpeklerden kayboldukları için çok üzüldüm" ifadelerini kullandı.
İddianameye ilişkin konuşan sanık D., "İddianame, hiçbir somut delile dayanmayan, tamamen en kötü zihniyetle hazırlanmış bir senaryodur. Bundan dolayı ben 70 gündür haksız yere, zulüm altında özgürlüğümden mahrumum. Örnek vermek gerekirse; savcı, içini görmediği poşet içinde köpek olduğunu kurgulamıştır. Evimin bahçesinde bulunduğu iddia edilen kemik parçası koyun kemiğidir, bu kanıtlanmıştır. Peçetelere sarılı yumaklar da kardeşlerimin saçlarıdır. Anneme, bana ve kardeşlerime aittir. Hiçbir somut temele dayanmayan, benimle uyuşmayan, alakasız şeylerle itham edildim. Mağdur oldum. Köpeklere balkon kısmında yer yaptım. Evim zemin kat seviyesinde, pencerede de köpeklerin hava alabilmesi için aralık bırakmıştım. O aralıktan köpekler kaçmış. Nisan ayında sahiplendiğim köpekler 2,5 aylıktı; normal hareket edebilen, koşabilen köpeklerdi. Kaybolduklarını anladığım anda dışarı çıkarak aramaya başladım ancak bulamadım" dedi. Mahkeme hakiminin güvenlik kamera kayıtlarını sorması üzerine M.M.D., "Benim dairemde kamera yoktur. Yan dairedeki kameralar yalnızca girişi görmektedir, balkon kısmını görmez. Evin diğer tarafında garaj kapısının açık olmasından ötürü köpekler oradan da kaçmış olabilir. Ben daireye gelerek köpekleri görmek isteyen kişilere köpeklerin kaçtığını ifade etmek istedim ancak onlar daireme girmek istediler. Bu nedenle tartışma yaşandı" diye konuştu.
Evinin balkon kısmındaki duvarda bulunan lekelere ilişkin M.M.D., "Güdül Devlet Hastanesi'nde çalışmaktayım. Hafta sonunu köpeklerle geçiriyordum. Kan lekeleri ve köpeklerin cansız olmaları gerçek dışıdır. Ben köpeklere isim bile vermiştim. Birinin ismi Kemal'di. Kan diye iddia edilen olay, köpekleri ilk sahiplendiğimde yıkamış olmamdır. Yaş köpek mamasıyla süt koymuştum önlerine, o ‘kan' olarak nitelendirilen şey yaş mama ve süt karışımının oluşturduğu görüntüdür. Balkon duvarındaki ‘kan' diye nitelendirilen şey ise kırmızı boyadır" dedi. M.M.D., telefonundan çıkan müstehcen görüntülere ilişkin ise "43 bin görüntü deniyor, bilirkişi raporunda 43 bin görüntü geçmiyor. Haberim yoktur. İlgim alakam yoktur. İzlediğimi hatırlamıyorum. İndirmedim. Ekran görüntüsü alındığına dair bilgim yok hatırlamıyorum" beyanına yer verdi.
Mahkeme hakimi sanık beyanının ardından tanık dinleneceğini bildirdi. Dinlenen E.T., "Gündüzleri genellikle evde oluyorum. Sanığın evinin mutfak balkonundan çıkılan kısım benim evimden gözüküyor. Ben oradan çıkan ya da dolaşan bir köpek hiç görmedim. Bu olaydan yaklaşık 1-1,5 yıl önce evimizin sokağındaki çöp konteynerinde 4 tane yeni doğmuş yavru kedi gördüm. Kim attı bilmiyorum" dedi.
Sanık beyanının ardından mahkeme hakimi duruşmada sözlü tartışma yaşandığı için 10 dakika ara verdi. Verilen aranın ardından mahkeme salonuna katılma talepleri reddedilen avukatlar alınmayınca tartışma yaşandı. Ardından dinlenen diğer tanık G.Ü. ise köpekleri sanık M.M.D.'ye sahiplendirdiklerini söyleyerek şunları söyledi:
"Yavru köpeklerimiz vardı. Şahıs sahiplenmek için bize ulaştı. Eşimle görüştü, 3 tane yavru köpek olduğunu söyledik, sahiplenmek istediğini söyledi. Durumum çok iyi, evim var dedi. Sahiplenmeye geldiğinde kutu ve bant getirdiğini görünce ‘Kutuya koyma, çok sıcak, bizim arabamız müsait, götürelim' dedik ama kabul etmedi. Taksici kutuyu hayvanlar hava alabilsin diye deldi. Sanık cüzdanını açıp bize ‘Ne kadara satıyorsunuz' dedi. Eşim de ‘Biz sahiplendiriyoruz, satmıyoruz' diye cevap verdi. Bir anda arabaya binip gitti"
Tanık ve sanık beyanlarının ardından ara karar veren mahkeme, eksik hususların giderilmesine ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 9 Eylül'e erteledi.