Süresiz nafaka kalkıyor mu? Yeni nafaka sisteminin riskleri neler? İşte milyonların beklediği nafaka sisteminin detayları

Kasım 05, 2025 15:49
1
yeni nafaka sistemi

Yeni nafaka sistemi, kamuoyunda merakla bekleniyor. Bir yanda kısa süreli evliliği nedeniyle uzun yıllar boyunca nafaka ödeyenler, diğer yanda nafakası kesilmesi halinde yoksullukla karşı karşıya kalma korkusu yaşayanlar konunun taraflarını oluşturuyor. Peki, süresiz nafaka kalkıyor mu? Yeni nafaka sisteminin riskleri neler? Çalışan kadınlar da nafaka alabilecek mi? Avukat Arabulucu Elif Nur Çalışan yeni nafaka sisteminin detaylarını Tgrthaber.com’a anlattı.

2
yeni nafaka sistemi

Muhabir: Şenay Yurtalan-Yeni nafaka sisteminde süresiz nafakanın kaldırılması, boşanma davalarının süresinin kısaltılması, aile arabuluculuğunun zorunlu hale getirilmesi gibi düzenlemelerin de yer alması bekleniyor. Milyonları etkileyen yeni nafaka sistemine ilişkin Tgrthaber.com’a konuşan Av. Arb. Elif Nur Çalışan; yeni nafaka sisteminde daha hakkaniyetli bir denge kurulmasına yönelik teknik çalışmaların sürdüğünü kaydetti.

İşte dikkat çeken röportajın detayları:

3

YENİ NAFAKA SİSTEMİNDE NAFAKA ÖDEME SÜRESİ NEYE GÖRE BELİRLENECEK?

Nafaka süresinin belirlenmesinde, taraflardan birini süresiz bir ekonomik yükümlülük veya bağımlılık ilişkisine mahkûm etmeyecek, buna karşılık boşanma sonrası yoksulluğa düşme riskini de göz ardı etmeyecek bir denge kurulması hedeflenmektedir. Yeni sistemde nafaka, hakkaniyetli ve ölçülü bir süreye bağlanacak olup sürenin tespitinde evlilik süresi, tarafların yaşları, gelir düzeyleri, çocukların varlığı ve kusur oranı gibi somut kriterlerin dikkate alınması beklenmektedir.

Kamuoyunda ve yasama kulislerinde konuşulan modellerden biri, nafaka süresinin evlilik süresinin yaklaşık %30’u kadar olması yönündedir. Bu oran, İngiltere, Almanya ve Kanada gibi ülkelerde uygulanan “orantılı nafaka” yaklaşımıyla da büyük ölçüde paralellik göstermektedir. Örneğin 10 yıl süren bir evlilikte 3 yıl süreyle nafaka. Ancak bu aşamada, %30 oranı veya diğer teknik detaylar resmiyet kazanmamış, yalnızca taslak çalışmalarında tartışılan konular arasındadır. Amaç, süresiz nafaka uygulamasından kaynaklanan mağduriyetleri azaltırken, boşanma nedeniyle gerçekten yoksulluğa düşecek tarafın da koruma altında kalmasını sağlamak olarak özetlenebilir

4

KİMLERE NAFAKA ÖDENECEK?

Yeni sistemde nafakanın kapsamının, yalnızca boşanma nedeniyle gerçek anlamda yoksulluğa düşecek ve geçimini kendi imkânlarıyla sürdüremeyecek kişilerle sınırlandırılması beklenmektedir. Amaç, nafakanın bir sosyal adalet mekanizması olmaktan çıkıp, hak eden tarafın korunmasına yönelik ölçülü bir güvenceye dönüşmesidir. Bu çerçevede nafaka, geliri olmayan, çalışma gücünü evlilik sürecinde kaybetmiş, yaş veya sağlık durumundan ötürü iş bulması mümkün olmayan kişilere ödenecektir.

Özellikle uzun yıllar ev içi emek harcayan, iş yaşamından uzak kalan veya çocukların bakımıyla meşgul olmuş eşler bu kapsamda değerlendirilebilecektir. Buna karşılık, düzenli ve yeterli bir gelir kaynağı bulunan — maaş, kira geliri, ticari kazanç veya sosyal güvenlik kapsamında yetim ya da dul maaşı alan — kişilere nafaka bağlanmaması öngörülmektedir. Çünkü bu durumda tarafın yoksulluk şartı ortadan kalkmış sayılacak, nafaka yükümlülüğü de sona erecektir.

Yeni düzenlemede temel ilke; “nafaka, geçim zorluğuna düşecek olana destek; sistematik bir gelir aktarımı değil” anlayışı üzerine kurulması beklenmektedir. Böylece hem suistimallerin önüne geçilmesi hem de boşanma nedeniyle gerçekten yoksullaşan kişilerin korunması amaçlanmaktadır.

5

BOŞANMAYI TALEP EDEN TARAF NAFAKA ALABİLECEK Mİ?

Bu konuda mevcut sistemdeki temel esasın yeni düzenlemede de korunacağı öngörülmektedir. Yani nafaka hakkı, boşanma davasını kimin açtığına değil, boşanmaya kimin kusuruyla sebep olduğuna ve boşanma nedeniyle kimin yoksulluğa düşeceğine bağlıdır. Türk Medeni Kanunu’nun yerleşik uygulamasına göre, kusuru daha ağır olan taraf nafaka talep edemez. Boşanmayı talep eden eşin kusuru diğer tarafa göre hafifse veya hiç yoksa ve boşanma sonucunda yoksulluğa düşecekse, nafaka alması mümkündür.

Yeni düzenleme çalışmalarında da bu ilke korunacak, ancak kusur oranlarının belirlenmesi ve yoksulluk ölçütünün somutlaştırılması üzerinde durulacaktır. Amaç, hem nafaka talebinin kötüye kullanılmasını engellemek hem de haklı ve mağdur tarafın korunmasını sürdürmektir. Böylece kıstas, boşanmayı kimin talep ettiği değil, boşanmanın maddi ve manevi sonuçlarından kimin daha fazla etkilendiği olup bu durumun esas alınmaya devam edeceği öngörülmektedir.

6

YENİ YASA YÜRÜRLÜĞE GİRDİĞİNDE MEVCUT NAFAKALAR HEMEN KESİLECEK Mİ?

Daha önce de belirttiğimiz gibi, bu konuda henüz Adalet Bakanlığı veya Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından hazırlanmış somut bir yasa taslağı bulunmamaktadır. Ancak bu konuda yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesi halinde mevcut nafaka alacaklılarının haklarının bir anda ortadan kalkması beklenmemektedir.

Hakkaniyet gereği, geçmişte verilen süresiz nafaka kararlarının da belirli bir geçiş (oryantasyon) süreciyle yeni sisteme uyarlanması öngörülmektedir. Bu kapsamda, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce süresiz nafaka almakta olan kişiler için ödemelerin hemen kesilmesi söz konusu olmayacak, geçici bir 6 ay ila 1 yıl arasında uyum dönemi tanınabilecektir. Bu sürelerin uzatılması söz konusu olabilir. Bu süre zarfında tarafların ekonomik durumu yeniden değerlendirilecektir. Özellikle gelir kaynağı bulunmayan, iş gücü piyasasına erişimi kısıtlı veya yaş, sağlık gibi nedenlerle çalışma imkânı olmayan nafaka alacaklıları için devlet destekli sosyal yardım ve istihdam programları devreye girmesi bekleniyor. Amaç, nafaka yükümlüsüne ek bir mali külfet getirmeden, nafaka alacaklısının ani yoksulluğa düşmesini engellemek ve sosyal devlet ilkesi çerçevesinde devletin destek mekanizmalarını devralmasını sağlamaktır.

7

GELİR KAYNAĞI OLMAYAN KADINLAR İÇİN NASIL BİR DESTEK ÖNGÖRÜLÜYOR?

Yasama kulislerinden edinilen bilgilere göre, yeni sistemin en önemli hedeflerinden biri, nafaka ödemesi kesilen veya süresi kısalan kişilerin ani yoksulluğa düşmesini önlemek ve bu kişilerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarını desteklemek olacaktır. Bu kapsamda, İŞKUR aracılığıyla mesleki eğitim, kurs ve işe yerleştirme danışmanlığına öncelikli erişim sağlanması planlanmaktadır.

Geliri olmayan veya istihdamdan uzun süre uzak kalmış kişiler için yeniden iş gücü piyasasına dönüşü kolaylaştıracak teşvik mekanizmaları devreye alınacaktır. Ayrıca, geçiş süresi boyunca nafaka ödemesi kesilen ve geliri bulunmayan kişilere, sosyal güvenlik sistemleri üzerinden süreli ve şartlı (örneğin iş arama veya eğitime katılım şartına bağlı) bir yoksulluk maaşı veya geçici sosyal destek sağlanması gündemdedir. Bu uygulama, nafaka yükümlüsünün değil, devletin sosyal sorumluluğunun bir uzantısı olarak planlanmaktadır.

8

ÇALIŞAN TARAFLAR DA NAFAKA ALABİLECEK Mİ?

Kamuoyunda ve yasama kulislerinde konuşulduğu üzere, yeni düzenlemede, çalışan tarafların durumu gelir varlığına değil, gelir düzeyine göre değerlendirilecektir. Yani, yalnızca gelir elde etmek nafaka almaya engel sayılmayacak; önemli olan bu gelirin yoksulluk sınırının üzerinde olup olmadığı olacaktır. Örneğin, kısmi gelir elde eden, ancak geçimini tek başına sağlayamayacak durumda olan kişiler için belirli süreyle sınırlı bir nafaka ödenmesi mümkün olabilecektir. Amaç, çalışan bireylerin tamamen sistem dışına itilmesini değil, geçici bir ekonomik denge kurulmasını sağlamaktır.

9

YENİ NAFAKA SİSTEMİ NE ZAMAN YÜRÜRLÜĞE GİRECEK?

Nafaka sistemine ilişkin çalışmalar, şu anda Adalet Bakanlığı bünyesinde teknik düzeyde yürütülmektedir. Kamuoyundaki yoğun tartışmalar ve mevcut uygulamadan doğan mağduriyetler nedeniyle süreçte önceliklendirme yapıldığına dair duyumlar olsa da şu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuş bir yasa tasarısı bulunmamaktadır.

Yeni sistemin, yasal hazırlık süreci tamamlandığında ve teknik altyapı (örneğin sosyal destek mekanizmaları) oluşturulduğunda 2026 yılında hayata geçirilebileceği söylenmektedir. Yine de tüm modeller tartışma aşamasında olup, henüz resmiyet kazanmış bir düzenleme veya yürürlük takvimi bulunmamaktadır.

10

YENİ NAFAKA MODELİNİN FAYDALARI VE OLASI RİSKLERİ NELERDİR?

Faydalar: Yeni modelin tartışılan biçimiyle yürürlüğe girmesi hâlinde, belirsiz süreli nafaka uygulamasından kaynaklanan mağduriyetlerin azalması beklenmektedir. Özellikle kısa süreli evliliklerde, taraflardan birinin uzun yıllar süresiz nafaka ödemek zorunda kalmasının yarattığı adaletsizlik algısının giderilmesi hedeflenmektedir.

Bunun yanı sıra, nafaka süresinin somut ve ölçülebilir kriterlere bağlanması (örneğin evlilik süresi, ekonomik durum, kusur oranı gibi) yargı kararlarında birlik ve öngörülebilirlik sağlayabilir. Ayrıca devletin sosyal destek mekanizmalarının devreye girmesi, nafaka yükümlüsüne binen orantısız yükü azaltırken, boşanma nedeniyle gerçekten yoksulluğa düşecek kişilerin korunmasını da sürdürebilir.

Olası Riskler: Ancak modelin olası riskleri de tartışılmaktadır. Süre sınırlamasının katı biçimde uygulanması, özellikle gelir kaynağı bulunmayan veya istihdamdan uzun süre uzak kalmış kadınlar açısından ekonomik kırılganlık yaratabilir. Eğer geçiş süreci ve devlet destekleri yeterince güçlü planlanmazsa, bazı nafaka alacaklılarının ani yoksulluğa düşmesi veya barınma-geçim zorluklarıyla karşılaşması olasıdır. Ayrıca, “%30” oranı gibi matematiksel modellerin her somut olayda adil sonucu vermeyebileceği; bu nedenle hâkimin takdir yetkisinin tamamen sınırlanmaması gerektiği yönünde görüşler de bulunmaktadır. Sonuç olarak, yeni modelin başarısı, sürenin değil uygulama esnekliğinin ve sosyal destek boyutunun ne kadar güçlü olacağına bağlıdır.

11

12

13