Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
TBMM Genel Kurulu trafik cezalarına yönelik düzenlemeler görüşülmeye başlandı. Karayolları Trafik Kanunu'nda yer alan radar cezalarına yönelik düzenlemeler muhalefet kesiminden eleştirildi. Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel bu düzenlemenin amacının ceza gelirini artırmak değil trafik güvenliğini sağlamak olduğunu vurguladı.
Yeni düzenlemeyle beraber trafikte artık radar bilgilendirmesi yapılacak. Trafikte öncelikli araçlara yol vermeme, hız sınırı, kavga için araçtan inme gibi durumlarda yaptırımlar ağırlaşacak.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, "Gizli veya şeffaf olmayacak şekilde hiçbir uygulama yapılmamaktadır. İçişleri Bakanlığımızın yaptığı çalışmayla önümüzdeki dönemde gidilecek güzergahta kaç tane radar uygulaması olduğu vatandaşlarımızla paylaşılacaktır." dedi.
Yüksel, TBMM Genel Kurulunda görüşülen trafik cezalarının artırılmasına yönelik düzenlemeleri de içeren Karayolları Trafik Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Yargı Reformu Stratejisi'nde ceza adaleti sisteminde caydırıcılığı artıracak yeni hükümlerin getirilmesine yönelik hedefin yer aldığını anlatan Yüksel, şunları kaydetti:
"Buna göre, trafikte işlenen suçlar ile trafik güvenliğini tehlikeye uğratan kabahatlerin yaptırımlarının, caydırıcılık ilkesi göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesi, ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarında zaruret dışında olay yerinin terk edilmesinin ayrı bir suç olarak düzenlenmesi ve trafikte saldırı amacıyla araçtan inme gibi davranışların sürücü belgesinin geri alınması da dahil olmak üzere müstakil yaptırıma bağlanması yer almaktadır. Yargı Reformu Stratejisi'nde bu şekilde bunlar yazılıdır. Bu hedefler konusunda bu teklifin hazırlandığını görüyoruz."
Düzenlemeye neden ihtiyaç duyulduğuna yönelik soruyu yanıtlayan Yüksel, "Amacımız ülkemizde 2030 yılına kadar trafik kazalarına bağlı can kayıplarını yüzde 50 oranında azaltmak ve 2050 yılına kadar da ülkemizde can kaybının hiç yaşanmadığı güvenli bir trafik sistemine kavuşturmak." dedi.
Yüksel, trafik kazalarının azaltılmasının öncelikli hedefleri arasında yer aldığını belirterek, Dünya Sağlık Örgütü tarafından trafik kazalarının "önlenebilir bir halk sağlığı sorunu" olarak kabul edildiğini bildirdi.
Trafik denetimleri önemli oranda arttırılmasına rağmen 2024'te bir önceki yıla göre sadece 197 daha az can kaybı gerçekleştiğine dikkati çeken Yüksel, bunun Karayolları Trafik Kanunu'nda yer alan idari yaptırımların "caydırıcı olmadığı" sonucunu ortaya koyduğunu dile getirdi.
Cüneyt Yüksel, şöyle konuştu:
"Karayolu trafik güvenliğini arttırmak ve caydırıcılığı sağlamak, özellikle trafik güvenliğini doğrudan tehdit eden davranışlara yönelik yaptırımların caydırıcılığını arttırmak, trafik güvenliğinin en üst düzeyde sağlanması, trafik kazalarının neden olduğu sosyoekonomik kayıpların önlenmesi, çevre kirliliğinin azaltılması amacıyla bu kanunda bu değişikliklerin yapılması ihtiyacı hasıl olduğunu görüyoruz. Bu sayede sürücülerin trafik kural ihlallerine yönelik davranış biçimlerinin olumlu yönde değiştirilerek her bireyin içinde bir vicdan rehberi oluşturarak bütüncül bir trafik kültürü inşa edilmesi de amaçlanmaktadır."
Yüksel, "trafik cezalarının hazineye gelir olması amacıyla arttırıldığına" yönelik eleştiriler yapıldığını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Trafik cezalarının amacı hazineye gelir getirmek değildir. Trafik kazası kaynaklı can kayıplarının ortadan kaldırılması ve güvenli bir trafik ortamı oluşturmayı hedefliyor. Trafik idari para cezalarının yüzde 50'si 3294 Sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun 4. maddesi gereğince Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'na aktarılmaktadır. Ayrıca yeni düzenlemeyle sadece idari para cezaları arttırılmamakta, caydırıcılık kapsamında özellikle 'sürücü belgesi geri alma' ve 'trafikten men' şeklinde yaptırımlar da getirilmektedir.
Bu kanunda yapacağımız caydırıcı düzenlemelerle denetimi arttırarak aynı şekilde 2026 yılı sonuna geldiğimizde ihlallerin önemli oranda, bazılarında ise tamamen biteceği öngörülmektedir. Burada cezayı bir gelir kalemi olarak değil, caydırıcı bir kamu politikası aracı olarak görmek gerekiyor. Cezaların arttırılması hukuk devleti ilkesine uygun bir biçimde kamu yararı ve toplum düzeninin korunması amacıyla gerçekleştirilecektir. Ayrıca ceza miktarları, ihlalin topluma ve bireyin can güvenliğine etkisi dikkate alınarak belirlenmiştir. Düzenleme hiçbir şekilde sıradan ve dikkatli sürücüleri hedef almamaktadır, aksine trafiği bir şiddet ve saldırı alanına dönüştüren davranışların önlenmesi amaçlanmıştır."
Genel Kurulda daha sonra kanun teklifinin birinci bölümü üzerinde görüşmelere geçildi.
Birinci bölüm üzerinde konuşmaların ardından da milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Yüksel, trafik kazalarının ülke ekonomisine sosyal ve ekonomik maliyetine ilişkin soru üzerine, "Trafik kazalarının maliyeti sadece maddi boyutta değil. Özellikle ölümlü ve yaralamalı kazalarda ülkemizin beşeri sermayesi ortadan kalkmakta ya da uzun süre iş gücünden uzak kalınmaktadır. Kazadan sonra parçalanan hatta yok olan aileler, bozulan psikolojiler ve travmalar önemli. Fakat bunun hesaplanması mümkün değil." ifadelerini kullandı.
Yüksel, 2013-2018 yıllarındaki trafik kazalarının ekonomik maliyetlerine ilişkin yapılan araştırmaya değinerek, "Bu maliyetin, yaşam kalitesindeki kayıplar da dahil edildiğinde yaklaşık 300 milyar liraya yakın bir rakam olduğu belirtilmiştir. Özellikle trafik kazalarının kamunun üzerinde mali yük olduğu kadar bireysel olarak da zararları büyük. Yeni düzenlemeyle yeterli caydırıcılık sağlanarak can ve mal kaybının azaltılması ve dolayısıyla maliyetin düşeceği de açıktır." diye konuştu.
Park yasaklarına uymayan araçların tümünün otoparka çekilmediğini belirten Yüksel, sadece yaya kaldırımı, otobüs durakları ile hastane gibi kamu kurum ve kuruluşlarının giriş çıkışlarını engelleyen araçların çekildiğini anlattı.
Yüksel, 2024 yılında günde 17,4 kişinin trafik kazalarında yaşamını yitirdiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Sadece hız ihlalinden kaynaklanan kazalarda hayatını kaybeden kişi sayısı günlük 10'dur. Sadece 2024 yılında hız ihlalinden kaynaklı toplam 3 bin 657 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 2019-2024 yılları arasında 30 kilometre hız sınırının bulunduğu yerde 1356, 50 kilometre hız sınırının bulunduğu yerde ise 7 bin 689 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Ayrıca TÜİK verilerine göre 2015-2024 yılları arasında ölümlü ve yaralanmalı kazaların yüzde 79'u yerleşim yeri içerisinde, yüzde 21'i ise yerleşim yeri dışında meydana gelmiştir."
Hız ihlal tespit donanımları vasıtasıyla yapılan denetim uygulamaları öncesinde Bakanlık genelgesi doğrultusunda mutlaka ikaz levhası konulmasının zorunlu olduğuna dikkati çeken Yüksel, "Gizli veya şeffaf olmayacak şekilde hiçbir uygulama yapılmamaktadır. İçişleri Bakanlığımızın yaptığı çalışmayla önümüzdeki dönemde gidilecek güzergahta kaç tane radar uygulaması olduğu vatandaşlarımızla paylaşılacaktır. Radar konusunda dezenformasyon yapılmakta. Bu uygulamayla vatandaşa karşı tuzak kurulduğu iddiasının tamamen ortadan kalkması amaçlanmaktadır." şeklinde konuştu.
Yüksel, "Yeni düzenlemede yerleşim yeri içerisinde 5 kilometre/saat, yerleşim yeri dışındaysa 10 kilometre/saat tolerans aşımı öngörülmüştür." dedi.
Genel Kurulda kanun teklifinin birinci bölümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından TBMM Başkanvekili Pervin Buldan birleşime ara verdi. Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine Buldan, birleşimi 21 Ekim Salı saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.