Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Gökyüzü Artık Sınır Değil, Oyun Alanımız
Bir zamanlar 'aya bak' derdik… romantizmden.
Şimdi 'aya bak' diyoruz… yatırım fırsatı var mı acaba diye.
İşte bu dönüşümün tam ortasında Türkiye’nin uzay ekosistemi sessiz sedasız ama güçlü adımlarla büyüyor.
Ve bu hikayenin görünmeyen kahramanlarından biri de yıllardır uzay farkındalığı için çalışan Tümmiad.
Tümmiad, Türkiye’de NASA Space Apps Challenge etkinliklerinin yaygınlaşmasında neredeyse itici roket etkisi yarattı.
Yıllardır gönüllüleriyle, üyeleriyle, enerjisiyle bu global etkinliği Türkiye’nin dört bir yanına taşıdı.
Eskiden sadece birkaç büyük şehirde düzenlenebilen bu hackathonlar, artık Anadolu’nun birçok ilinde yapılıyor.
Bu sayede binlerce genç ilk defa kod yazarken Mars’ta yaşanabilir koloni nasıl kurulur? ya da asteroit madenciliği için hangi sensörler gerekir? gibi cümleler kurdu.
Yani Tümmiad, sadece etkinlik yapmadı; insanlara gökyüzüne bakmak için bir sebep verdi.
Ve o sebep, bir ülkenin girişimcilik dna'sına yavaş yavaş uzay tozunu bulaştırdı.
Girişimciliğin yeni yörüngesi, uzay farkındalığı
Bugün bir girişimci sadece yapay zeka veya fintech konuşmuyor.
Artık uzay verisiyle tarım, uydu tabanlı enerji ölçümü ya da mikro yer gözlemiyle afet yönetimi gibi kavramlar iş modellerinin merkezine yerleşiyor.
Yani uzay, sadece gökbilimcilerin değil, girişimcilerin de alanı haline geliyor.
Bu dönüşümün arkasında ise Türkiye Uzay Ajansı (TUA) var.
Ajans, uzayda söz sahibi bir Türkiye hedefiyle sistematik bir altyapı kuruyor.
Milli Uydu Programından, mikro uydu teknolojilerine; Ay Araştırma Programından, uzay sanayii kümelenmesine kadar ciddi bir strateji yürütülüyor.
Ve bu ekosistemin içindeki özel sektör, üniversiteler ve STK’lar artık birbirinden bağımsız değil, bir ekosistem gibi nefes alıyor.
TUA’nın ortaya koyduğu vizyon, sadece roket göndermekle ilgili değil;
aynı zamanda teknoloji transferi, yerli üretim kapasitesi ve girişimci zihinlerin uzaya doğru yönlendirilmesiyle ilgili.
Çünkü artık uzay teknolojisi sadece bilim değil, aynı zamanda ekonomi.
Son dönemde dünya uzay teknolojilerinde üç ana kırılım yaşanıyor.
Miniaturization (küçülme), democratization (demokratikleşme) ve commercialization (ticarileşme).
Yani daha küçük uydular, daha fazla girişimci erişimi ve daha güçlü ticari modeller.
Türkiye de bu dalgayı yakalıyor.
Yerli mikro uydular, hibrit roket sistemleri, otonom yer istasyonları ve yapay zeka destekli görüntüleme sistemleri artık laboratuvar değil, ürün safhasında.
Birkaç yıl önce bizden olmaz denilen şeyler artık Türk mühendislerin ellerinde yükseliyor.
Yapay zeka da uzay teknolojilerinin görünmez iticisi haline geldi.
Uydu görüntülerinden tarım verilerini analiz eden, orman yangınlarını erken tespit eden, uzay çöplerinin yörüngesini takip eden sistemler artık Türkiye’de geliştiriliyor.
Yani space-tech artık sadece birkaç ülkede değil, bizim topraklarımızda da filizleniyor.
Bugünün Z kuşağı gökyüzüne sadece yıldız saymak için bakmıyor. Bu yıldızların verisini nasıl monetize ederim? diye bakıyor.
İşte burada Tümmiad gibi yapılar devreye giriyor. Çünkü gençlere sadece hayal kurmayı değil, o hayali ürüne dönüştürmeyi öğretiyor.
Bir hackathonla başlayan fikir, birkaç ay sonra startupa dönüşüyor. Bir prototip, bir yatırım turu, bir patent… derken artık Türk girişimciler 'Earth observation' ya da 'satellite data analytics' gibi kavramlarda söz sahibi olmaya başlıyor.
Tümmiad’ın yıllardır yaptığı şey tam olarak bu: "Uzay farkındalığı”nı bir hobi değil, bir ekonomik fırsat olarak tanıtmak.
Ve bunu yaparken NASA gibi global ekosistemlerle köprü kurmak. Yani 'biz de varız' demekle kalmayıp, 'biz de üretiyoruz' demek.
Türkiye’nin uzay yolculuğu aslında bir farkındalık hareketiyle başladı. Bugün geldiğimiz noktada artık sadece farkında değiliz, oyunun içindeyiz.
Tümmiad gibi kurumlar, TUA gibi stratejik yapılar, üniversiteler, girişimciler ve genç yazılımcılar, hayalperetler… hepsi aynı teleskoptan bakıyor.
Evet geleceğe bakıyorlar. Bu alanın farkında olan, varan, katkı sağlayan kişi, kuruluş, şirket, üniversite, öğrenci ve hatta ona destek olarak hackathona katılmasına imkan veren ebeveynler... Herkes artık bu geleceğin ortağı.
Astronotlarımız Milli Uzay Programı kapsamında tarihimizde önemli bir eşiği geride bırakarak uzaya çıktılar. Fakat çok üzücü söylemler duyduk, turistik gezi vb şeklinde. Öyle olsa bile bu milletin, bu gençliğin, geleceğimiz olan nesillerin bunu görmesi yaşaması gerekiyordu. İnsanlık için büyük adım söylemi tam anlamıyla yerine oturuyordu. Eğer bu programlara daha erken başlasaydık ve önemini hem ekonomik, hem stratejik ve hatta psikolojik etkilerini anlamamız daha kolay olurdu. Bu denli önemli gelişmeyi anlamsız çıkarcı tavırlarla eleştirmiyor olurduk. Gençlerimiz artık yapılan özverili çalışmalar sayesinde, gönüllü arkadaşlar sayesinde daha fazla bilgiye sahip ve uzayın farkındalar.
Artık mesele 'uzaya çıkabilir miyiz?' değil, 'Uzayda ne iş yapabiliriz?' sorusu.
Ve bu soru, Türkiye’deki her genç girişimcinin yeni pusulası olacak.
Dünya Uzay Haftasında gerçekleşen tüm etkinliklerde görev yapan isimlerini tek tek sayamayacağım gelmiş geçmiş tüm Tümmiad üyeleri ve gönüllülerine, bu süreçte bizimle yada ayrı organizasyon yapısı veya bireysel manada katkı sağlayan tüm kişi ve kurumlara, destek veren tüm Türkiye'ye teşekkürü bir borç bilirim.
Çünkü gökyüzü sınır değil.
Orası artık bizim oyun alanımız.