Irak’ta Yol Ayrımı: “İrancılar” ile “Irakçılar” Arasında Sert Kopuş

GİRİŞ:
2025-12-05
saat ikonu 09:23
|
GÜNCELLEME:
2025-12-05
saat ikonu 09:23

Orta Doğu’da dengeler çoğu zaman görünmeyen dosyalarla değişir; bir karar, yılların kurduğu düzeni sarsabilir. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-’nin attığı son adım tam da böyle bir kırılma anı. Uzun süredir ’a yakın yapılarla devlet otoritesini yeniden tesis etmeye çalışan yönetimi, şimdi artık geri dönüşü olmayan bir eşikte.

Sudani, İran’a bağlı veya İran’la koordinasyon içinde çalışan tüm paramiliter grupların mali kaynaklarını dondurduğunu açıkladı. Bu karar; yalnızca Irak sahasını değil, bölgesel güç mücadelelerinin tamamını etkileyen bir nitelik taşıyor. Çünkü Sudani’nin adımı, Lübnan Hizbullahı’ndan Yemen’deki Husilere, Kataib Hizbullah’tan devlet otoritesine bağlanmamış Haşdi Şabi unsurlarına kadar geniş bir çevreyi kapsıyor.

Bu, İran’ın Irak üzerindeki nüfuz alanına vurulmuş en sert darbelerden biri.

Sudani’nin Riskli Hamlesi: Siyasetin Dengeleri Sarsılıyor

Irak’ta son parlamento seçimlerinde İran yanlısı Şii siyasi oluşumlar ciddi mevziler kazanmıştı. Bu grupların desteği, Sudani hükümetinin ayakta kalmasının ana direklerinden birini oluşturuyordu. Dolayısıyla bu karar, yalnızca bir güvenlik veya mali hamle değil; doğrudan hükümetin geleceğini tehdit eden bir siyasi çatışmanın başlangıcı.

“İrancı” Şii cephe, Sudani’nin bu kararını bir meydan okuma olarak görecektir. Desteklerini çekmeleri durumunda Sudani’nin hükümet kurma ihtimali zayıflayacak, hatta ülke yeniden siyasi kilitlenmeyle karşı karşıya kalacaktır.

Irak siyasetinin kırılgan yapısı düşünüldüğünde, bu tür bir sarsıntı kolayca hükümet krizine dönüşür.

Irakçılık mı, Mezhepçi Siyaset mi? Yol Ayrımının Derinliği

Sudani’nin hedefinde yeni bir milli duruş var: Irakçılık. Mezhep, etnisite veya dış bağlantılar üzerinden parçalanmış bir ülkeyi yeniden merkezileştirme çabası… Ancak Ortadoğu’da “milli merkez” fikrinin önündeki en büyük engel dış aktörler değil; içerideki grupsal çıkar ağları.

Yıllardır devlet içinde devlet gibi hareket eden paramiliter yapılar, yalnızca silahlı güç değil, aynı zamanda ekonomik kaynakları ve siyasi etki alanlarıyla birer güç merkezine dönüşmüş durumdalar. Sudani’nin kararı, bu güç merkezlerini doğrudan hedef aldığı için çatışmanın şiddeti kaçınılmaz olarak artacak.

Irak’ta kurumlaşmış bir “nation” yapısının zayıf olması, bu hesaplaşmayı daha da kırılgan bir zemine taşıyor. Devletleşme arayışı ile mezhepsel-politik çıkar grupları arasındaki fark hiç bu kadar keskin olmamıştı.

Sahada İki Olasılık Belirginleşiyor

Sudani’nin hamlesi Irak’ı iki ana senaryoya sürüklüyor:

1. Erken Seçim Kaçınılmaz Hâle Gelebilir

Destek çekilirse, Sudani’nin hükümeti ayakta tutması zorlaşacak. Irak, bir kez daha erken seçim tartışmalarına dönecek. Bu da ülkede istikrarsızlığın uzaması ve dış aktörlerin etkisinin yeniden artması anlamına gelir.

2. İran Yanlısı Şii Cephe İçinde Parçalanma Başlayabilir

İran’a yakın gruplar arasında uzun süredir var olan fikir ve çıkar ayrılıkları, Sudani’nin hamlesiyle su yüzüne çıkabilir. Cephe içindeki çatlak büyürse, İran’ın Irak üzerindeki etki kapasitesi zayıflayabilir.

Her iki ihtimal de bölgedeki jeopolitik rekabeti yeniden şekillendirecek güçte.

Sonuç: Irak’ın Devletleşme Mücadelesi Yeni Bir Eşiğe Girdi

Sudani’nin aldığı karar, Bağdat’ın yıllardır kurmaya çalıştığı merkezi devlet otoritesinin en net beyanı. Fakat bu beyanın karşılığı sahada siyasi, ekonomik ve askeri karşı hamlelerle test edilecektir.

Irak’ta artık sorulması gereken soru şu:

“Irak, kendi kaderini kendi elleriyle mi yazacak, yoksa bölgesel güçlerin satranç tahtasında bir taş olarak mı kalacak?”

Bu sorunun cevabı, Sudani’nin bu riskli hamlede ne kadar yalnız bırakılacağıyla belirlenecek.