Adana’da bir Lezzet Hikayesi

GİRİŞ:
2025-09-29
saat ikonu 09:15
|
GÜNCELLEME:
2025-09-29
saat ikonu 09:15

lezzet festivalinin bu yılki teması “Kuşaktan Kuşağa”

Lezzetin bir damak hazzı değil de aynı zamanda belleğin, hatıranın ve kültürel aktarımın taşıyıcısı olduğuna işaret eden güçlü bir vurgu.

Festivalin İstanbul buluşması

26 Eylül günü Boğaz’ın incisi Feriye, alışılmışın dışında bir kokuyla doldu. Denizden gelen iyotla karışan Adana kebabının dumanı, İstanbul semalarında adeta bir davetiye gibiydi. O gün burada sıradan bir lansman yapılmadı. Bir şehrin belleği, mutfak kültürü ve kuşaklara yayılan mirasıydı adeta İstanbul’a taşınan.

10–11–12 Ekim tarihlerinde Adana Merkez Park’ta gerçekleşecek 9. Uluslararası Adana Lezzet Festivalinin tanıtım toplantısı, işte bu atmosferde, İstanbul Feriye’de yapıldı. Maalesef o tarihte ben Van gurme ve fuarında olduğumdan bu tanıtım toplantısına katılamadım. Ancak Adana’da yapılacak olan dillere destan festivale katılacağımdan lansman toplantısında olmasam da bu festival haberini vermeliyim diye düşündüm.

Fulya Öztürk’ün enerjisi ve Adana misafirperverliği

Bana iletilen bilgiler ışığında anladığım, etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Fulya Öztürk’ün enerjisi, Adana’dan gelen misafirperverlikle birleşince, Feriye bir anda Adana’nın kalbine dönüşüyor. Diğer taraftan festival İçerik Sorumlusu Gökmen Sözen’in kapsamlı sunumu, Merkez Park’ta ziyaretçileri bekleyen dopdolu etkinliklerin ipuçlarını veriyor.

Adana Sanayi Odası Başkanı Zeki Kıvanç da Adana gastronomisinin önemine atıf yaptıktan sonra üretim gücünü ön plana çıkaran ve şehrin sanayi potansiyeline dikkat çeken bir konuşma yapıyor. Ardından toplantıda konuşan Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Sütçü, yabancı ziyaretçilerin artışını, Adana mutfağının artık küresel ölçekte ilgi gördüğünün kanıtı olarak yorumluyor. Seyhan Belediyesi adına söz alan Başkan Vekili Hasibe Akkan ise Adana’yı “tarihiyle, bereketiyle, toprağıyla bir hazine” olarak tanımlarken, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Güngör Geçer de şehrin güneşini, nehirlerini ve dağlarını mutfağın ruhuna işleyen bir zenginlik olarak belirtiyor.

“Lezzet yalnızca tat değildir; bellektir, hatıradır, ortak dildir”

Notlarıma göre salonda en çok yankı bulan konuşma, kuşkusuz Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’in sözleri... “Lezzet yalnızca tat değildir; bellektir, hatıradır, ortak dildir” cümlesi, festivalin özünü özetliyordu adeta. Vali Köşger’in Adana’nın 10 bin yıllık geçmişine, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin beslediği Çukurova’nın bereketine yaptığı vurgu, Adanın sıradan bir şehir değil de medeniyetler birikimi bir kent olduğunu hatırlatıyor.

Adana’nın 23 coğrafi işaretli ürünü bulunuyor

Adana’nın coğrafi işaretli Kebabı’ndan Bici Bici’ye, Analı Kızlı’dan Karakuş Tatlısı’na kadar her biri, damakların yanında belleklere işlenmiş onlarca ürünü kültürel izler taşıyor. Festival, bu değerleri tattırmakla kalmayıp; üretici hikâyeleri, izlenebilirlik bilgileri ve coğrafi işaret logolarıyla görünür kılmayı amaçlıyor.

Adana, artık bir festival kenti

Adana, artık bir festival kenti olmasının yansıra UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı – Gastronomi adaylığıyla dünya sahnesine çıkmaya hazırlanan bir başkenti. Paris’te kabul edilen dosya, 30 Ekim – 13 Kasım tarihleri arasında Semerkant’ta açıklanacak. Bu karar, Adana’nın ve en önemlisi de Türkiye’nin mutfak mirasının dünyaya açılmaya devam ettiği anlamına geliyor.

Bu yıl festivalde 1 milyon ziyaretçi hedefleniyor

Geçtiğimiz yıl 800 binden fazla misafir ağırlayan festival, bu yıl 1 milyon ziyaretçiyi hedefliyor. Kadın kooperatiflerine ayrılan stantlar, emeğin ve üretimin değerini sahneye taşıyacak. Dahası, Michelin yıldızlı şeflerin katılımıyla Adana mutfağı, küresel gastronomi sahnesinde daha güçlü bir ses bulacak.

Benim için bu festival, iyi bir kebabın kokusu ya da şalgamın keskinliği değil; toprağın bereketiyle yoğrulmuş bir medeniyetin coşkusu. O yüzden Adana Merkez Park’ta, Seyhan’ın kıyısında buluşacağımız o günleri şimdiden heyecanla bekliyorum. Çünkü orada, kebabın dumanında geçmişi, bici bicinin serinliğinde çocukluğu, şalgamın kırmızısında geleceği tadacağız.

Özetle, Adana Lezzet Festivali büyüyor, kök salıyor ve her yıl yeniden kanatlanıyor. Bu festival, bir gastronomi şöleni elbette ama kültürün, ekonominin ve kardeşliğin de kuşaktan kuşağa aktarılan ortak hikâyesi.