Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Gastronomide dijital siparişin önemi
Online sipariş ve teslimat uygulamaları restoranlara yeni müşteri kazancı, esneklik ve ölçeklenebilirlik gibi avantajlar sağlıyor. Özellikle küresel salgın gibi kriz dönemlerinde, dijital kanal birçok küçük işletmeye ayakta kalma imkânı tanıdı.
Ne var ki, bu “avantaj” her zaman fırsata dönüşmüyor. Çalışmalar, üçüncü taraf platformların yüksek komisyonlarının küçük ve orta ölçekli restoranların kar marjını daralttığını vurguluyor; özellikle pazarlık güçleri az olan restoranlar, bu yükle sürdürülebilir bir işletme yürütemiyor. Ayrıca, bu modelde teslimat ve hizmet kalitesi kontrolü restoranın elinden çıkıyor.
Dijital yemek siparişi platformlarının komisyon oranları sizce yüksek mi?
Bence yüksek…
Restorandan çıkan bir yemeğin hem damağa hem de emeğe dokunduğu bir çağda yaşıyoruz. Sıcak bir yemek siparişinin arkasında, görmediğimiz bir pazarlık; adeta görünmez bir “komisyon” gerçeği saklı. Bu komisyonlar, çoğu zaman restoranın emeğini gölgede bırakırken müşterinin hakkını da zedeliyor ve sektörde adaletsizliğe yol açıyor.
Şimdi, bir AVAZ yükseliyor:
“Ya adil komisyon ya toplu çıkış.”
Diğer yanda, dijital yemek siparişi platformlarının da söyleyecek sözü mutlaka vardır; ne var ki tartışmanın kazananı ya da kaybedeni değil, sonunda pahalı yemeği evine taşıyan müşteridir asıl bedeli ödeyen.
Dijital tekelcilik
Tüm Restorancılar ve Turizmciler Derneği (TÜRES) başkanı Ramazan Bingöl uzun süredir online yemek platformlarının tekelcilik anlayışıyla aldığı yüksek komisyonları zaman zaman %40’a varan oranları sektörü çöküşe sürükleyen bir yük olarak tanımlıyor.
Son günlerde bu kriz, tehdit değil eylem aşamasına geçiyor. TÜRES Başkanı Ramazan Bingöl’ün doğrudan çağrısı net:
“Ya sistemle anlaşma yapın, komisyonları düşürün; ya da 300 bin restoran bu platform sisteminden çekilir.”
Eğer bu çağrı dikkate alınmazsa, sektör zarar görebilir ve restoran kültürünün işlevselliği azalabilir. Çünkü bu bir ticari mesele değil temelinde bir “dijital tekelcilik” var, fatura hem esnafa hem müşteriye çıkıyor.
Bu çağrıya Anadolu’dan da ses var
TÜRES’in çağrısına Anadolu’dan da güçlü bir destek var. Eskişehir Gastronomi Derneği Başkanı Murat Arnik, online yemek platformlarının %40–%50’ye varan komisyonlarını “dijital tekelleşme” olarak nitelendirerek Eskişehir’de 5.250 işletmeyle toplu boykot başlatmaya hazır olduklarını açıkladı. Arnik’e göre 500 liralık bir siparişin 250 lirasından fazlası komisyon, reklam, görünürlük ve kurye bedellerine gidiyor; bu yük hem esnafı zarara sürüklüyor hem de vatandaşa yapay fiyat artışı olarak yansıyor. Komisyonlar düşerse menü fiyatlarının en az %25 gerileyeceğini vurgulayan Arnik, çözüm için yasal üst sınır talep ediyor.
Restoranda fiyat neden şişiyor?
Komisyon + KDV + görünmez maliyetler: Çoğu zaman 1.000 TL’ye satılan bir siparişin 531–616 TL’si ancak restoranın kasasına kalıyor; gerisi platformda kalıyor.
Bu yükün faturasını ise doğrudan tüketici ödüyor. Çünkü restoran, giderlerini karşılayabilmek için menü fiyatlarını yükseltmek zorunda; bu da “suni enflasyon” diyebileceğimiz bir durumu doğuruyor.
Dolayısıyla komisyon indirimi esnafın kârlılığını değil de tüketiciye ulaşan nihai fiyatların gerilemesini sağlama potansiyeli taşıyor.
Boykot: Duygusal değil, stratejik bir savunma
TÜRES’in önerdiği toplu fiyat indirimi ve platformlardan toplu çekilme tehdidi, salt öfke değil; aynı zamanda bir strateji. Bu strateji “komisyon çok yüksek” demek değil; sisteme alternatif oluşturma, adaleti yeniden kurma, fiyatlandırmada şeffaflık sağlama, esnafın karar alma gücünü yeniden tesis etme çağrısı.
Üstelik restoran sahiplerinin yansıra müşteriler de buna dahil ediliyor: “Doğrudan restorandan alın, daha ucuza yiyin.” Böylece hem fiyat baskısı azalıyor hem de esnafın varlığı görünür hale geliyor.
Ayrıca TÜRES, boykotun yanında kendi altyapısıyla, restoranların kendisine ait bir sipariş-dağıtım sistemi kurmayı da öneriyor. Bu da platformlara karşı bir savunma hamlesi.
Yapılan boykot çağrısı, adil, sürdürülebilir ve insani bir model arayışının simgesi.
Restorancı ile müşteri arasına sıkışmış “komisyon”, bugünün ve yarının da hakkını çalıyor. Eğer dijital platform işlemleri, şeffaflık, adil dağıtım ve makul komisyonlar üzerine yeniden tasarlanmazsa, bu sektör; kapanan mutfakların anonim hikâyeleriyle dolu bir külliyata dönüşebilir.
Özetle, bizler ister restoran sahibi ister müşteri ister gözlemci olalım bu çağrıya kulak vermeliyiz. Bu sofrada herkes için adalet mümkün olduğunu unutmamalıyız.
Aynı sofrada herkes için adalet
