Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Elektrikli otomobillerin geleceği olarak gösterilen katı hal piller, uzun süredir “daha güvenli” bir teknoloji olarak sunuluyor. Ancak Çinli uzmanlara göre tablo o kadar net değil; riskler hâlâ masada.
Elektrikli otomobillerde oyunun kurallarını değiştireceği söylenen katı hal piller, son yılların en çok konuşulan batarya teknolojilerinden biri. Sıvı elektrolit yerine katı malzeme kullanan bu piller, hem daha yüksek enerji yoğunluğu hem de daha güvenli bir yapı vaadiyle öne çıkıyor. Ancak Çinli uzmanların son değerlendirmeleri, bu algının fazla iyimser olabileceğine işaret ediyor
Katı hal piller, teoride daha az yanıcı yapıları sayesinde lityum iyon pillere kıyasla daha güvenli kabul ediliyor. Bu beklenti, 2025 yılı boyunca teknolojiye yönelik güçlü bir yatırım ilgisini de beraberinde getirdi. Özellikle Çin’de, 1 Temmuz 2026’da yürürlüğe girecek yeni ulusal güç bataryası güvenlik standardı beklentileri yükseltti. Yeni düzenleme, bataryaların ağır kötüye kullanım testlerinde en az beş dakika boyunca yangın çıkarmadan ya da patlamadan dayanmasını şart koşuyor.
Ancak uzmanlara göre mevzuatın sıkılaşması, risklerin tamamen ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Aksine, teknoloji seri üretime yaklaştıkça güvenlik konusundaki detaylar daha fazla tartışılır hale geliyor.
Sektör etkinliklerinde konuşan akademisyenler, katı hal pillerin “risksiz” olarak etiketlenmesine açıkça itiraz ediyor. Bu pillerin hâlâ son derece yüksek enerji yoğunluğuna sahip elektrokimyasal sistemler olduğunu hatırlatan araştırmacılar, özellikle lityum metal kullanılan tasarımlarda termal kaçak riskinin tamamen ortadan kaldırılamadığını vurguluyor.
Katı elektrolit kullanılsa bile, lityumun yüksek kimyasal reaktivitesi güvenlik açısından ciddi bir sorun olmaya devam ediyor. Uzmanlara göre bu risk, “doğası gereği güvenli” malzemelerle değil; ileri malzeme mühendisliği, hücre mimarisi ve çok sıkı üretim kontrolleriyle yönetilebiliyor.
Bazı deneysel çalışmalarda, lityum metalinin oksijen olmasa bile doğrudan katot malzemeleriyle reaksiyona girebildiği görülüyor. Aşırı koşullarda bu etkileşimlerin, yaklaşık 2.500 dereceye varan sıcaklıklarda aluminotermik reaksiyonları tetikleyebileceği ifade ediliyor. Yani, teorik avantajlar pratikte her zaman aynı sonucu vermeyebiliyor.
Katı hal pillerden beklenen bir diğer avantaj da lityum dendrit oluşumunun önüne geçilmesi. Ancak uzmanlar bu sorunun da tamamen ortadan kalkmadığı görüşünde. Katı elektrolitlerin dendritleri sınırlaması beklenirken, mikroskobik boşluklar veya tane sınırları gibi yapısal kusurlar dendritlerin ilerlemesine izin verebiliyor. Bu da hücre içinde kısa devre riskini beraberinde getiriyor.
Tüm bu tartışmalara rağmen Çin otomotiv sektöründe katı hal pillere yönelik çalışmalar hızlanmış durumda. FAW Group, 2027’den itibaren Hongqi markalı araçlarında bu bataryaları kullanmayı planlıyor. GAC Group ise tamamen katı hal piller için kurduğu pilot üretim tesisinde deneme üretimine başlamış durumda.
Dongfeng’in hedefi daha da iddialı. Şirket, 2026’nın sonlarına doğru yaklaşık 350 Wh/kg enerji yoğunluğuna sahip hücreleri seri üretime almayı planlıyor. Bu seviyedeki bataryaların, tek şarjla 1.000 kilometrenin üzerinde menzil sunabilecek elektrikli araçların önünü açabileceği belirtiliyor.
Bazı Çinli analistlere göre, katı hal pillerin yangın ve patlama sorunlarına kesin bir çözüm gibi sunulması, teknolojiyi gereğinden fazla basitleştiriyor. Uzmanlar, mevcut sıvı elektrolitli lityum iyon pillerin de alev geciktirici elektrolitler, koruyucu elektrot kaplamaları ve yüksek sıcaklığa dayanıklı hücre tasarımları sayesinde her geçen gün daha güvenli hale geldiğine dikkat çekiyor.