Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Ağaç dikmek kültürümüzde önemli bir yer kaplıyor ve küçücük bahçelerde bile çeşitli ağaçlar bulunuyor. Ancak bazı ağaç türlerinin, kökleri, polenleri ve fiziksel yapıları nedeniyle evlerden uzak olması gerekiyor. İşte uzmanların “Evin huzurunu kaçıran ağaçlar” olarak nitelendirdiği o ağaç türleri…
Evinin bahçesinde, ağaçların gölgesinde oturmak pek çok kişinin hayalidir. Ancak bu hayaller her zaman çok iyi sonuçlara yol açmıyor. Çünkü bazı ağaç türleri evlere ve sağlığa ciddi zarar verme potansiyeline sahip. Bu nedenle uzmanlar bu ağaç türlerinin evlerin yakınında olmaması gerektiğini vurguluyor. İşte herkesin bilmesi gereken o ağaçların listesi…
SÖĞÜT
Söğüt ağaçları baharda canlanan yaprakları, dekoratif görüntüleri ve ortama yaydıkları enerji ile Türkiye’de en çok tercih edilen ağaç türleri arasında yer alıyor. Ancak bu ağaç agresif bir kök yapısına sahip ve bu özelliği ile yer altındaki su borularını, kanalizasyon hatlarını ve bina temellerini kısa süre içinde ele geçirebiliyor. Bu durum ise uzun vadede ciddi sorunlara yol açarken, gelişmek için nemli toprağa ihtiyaç duyması nedeniyle ev etrafında rutubete de neden olabiliyor.
KAVAK
Kolay ve hızlı büyüyen kavaklar ev etrafında olmaması gereken ağaçlar listesinde en üst sıralarda yer alıyor. Özellikle bahar aylarında yaydıkları polenlerle alerji krizlerini tetikleyen bu uzun boylu ağaç aynı zamanda kontrolsüz kökleri nedeniyle altyapıya da zarar veriyor.
ÇINAR
Çınar ağaçları görkemli yapısını yüzeye yakın ve güçlü köklerinden alıyor. Ancak bu kökler aynı zamanda bina temelleri, bahçe duvarları ve kaldırımlarda da geniş çatlaklara yol açabiliyor. Bununla birlikte geniş gövdelere sahip olan çınar ağaçları hava sirkülasyonunu da olumsuz etkileyebiliyor.
İNCİR
Lezzetli meyveleri ile ılıman bölgelerin en çok tercih edilen ağaçlarından olan incir, güçlü kökleri ile sert zeminleri rahatlıkla çatlatabiliyor. Duvar diplerinde ise yapısal hasarlara neden olabiliyor. Diğer yandan yapraklarından çıkan sütlü sıvı, hassas ciltlerde alerjik reaksiyona yol açabiliyor.
OKALİPTÜS
Okaliptüs ağacından elde edilen yapraklar yemeklerde, tatlılarda ve demleme çay olarak kullanılıyor. Aynı zamanda dekoratif görüntüsüyle peyzaj açısından büyük katkı sağlıyor. Ancak uzmanlar okaliptüs ağacının da evlerden uzak olması gerektiğini belirtiyor. Suya olan aşırı ihtiyacı ile toprağı hızla kurutan ve çevresindeki bitkilerin de susuz kalmasına yol açan bu ağacın aynı zamanda reçineli yapısı ve yüksek boyu nedeniyle yıldırımı çekme ihtimalinin olduğu düşünülüyor.
HUŞ
Canlı yeşil yaprakları ile beğeni toplayan huş ağacı bahar aylarında yoğun bir polen yayıyor. Bu ise alerjik bünyeye sahip kişilerde ciddi solunum sorunlarına yol açıyor. Uzmanlar özellikle çocuk sahibi ailelerin bahçesinde huş ağacı olmaması gerektiğini vurguluyor.
Akasya ağacının kökleri ve polenlerinden ziyade dikenli yapısı be kırılgan dalları insanlar için tehlike oluşturuyor. Rüzgarlı havalarda kolaylıkla kırılan kalın dallar, bina cephelerine ve araçlara zarar verme potansiyelini taşıyor.
ÇAM, SERVİ VE MEŞE
Türklerin en çok diktiği ağaçlardan olan çam, servi ve meşe ağaçları sahip oldukları uzun boylar ile yıldırımı çekme tehlikesini taşıyor. Evin hemen yanına dikildiğinde de insanların da yıldırım düşmesinden etkilenmesi söz konusu. Bu nedenle koruyucu tedbirler alınmadığında bu ağaçlar insanlar için ciddi tehlike doğurabiliyor.
EVİN ETRAFINA HANGİ AĞAÇLAR DİKİLMELİ?
Bunca ağaç türü evler için tehlikeli olsa da evin etrafında dikildiğinde sorun doğurmayacak birçok ağaç türü bulunuyor. Kök yapısı, polenleri ve fiziksel özellikleri ile zeytin, ıhlamur, manolya, limon, nar ve şimşir gibi ağaçlar ise en çok tavsiye edilen türler arasında yer alıyor. Bu ağaçlar hem yapıya zarar vermiyor, çevresel riski düşük tutuyor ve hem yaydıkları kokular hem de şık görüntüleri ile insanları mutlu ediyor.