Güngör Yavuzaslan Şam'da! Esad yanlılarının darbe girişimi sonrası kentte neler yaşanıyor?

Büyük değişimin yaşandığı Suriye'de yeni bir devlet oluşumu için geçirilen her aşama büyük önem taşıyor. Ülke yönetiminde izlenecek yol ve ülke insanının uygulamalara tepkisinin nasıl şekilleneceği merak ediliyor. Bölgeye giden tgrthaber.com yazarı Güngör Yavuzaslan görüşlerini okurlarıyla paylaştı. İşte Yavuzaslan'ın Suriye'den aktardıkları:

Geçtiğimiz hafta Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab’ın “darbe girişimi engellendi” açıklaması Şam’da yeni bir dönemin kapısını mı aralıyor? Kimliği açıklanmayan subaylar, açıklanmayan tarihler ve açıklanmayan detaylarla örülü gizemli girişimi Şam’dan izliyorum...

Suriye… On yılı aşkın süredir savaşın, devrimin ve yeniden inşa çabasının adı. Şimdi Şam sokaklarında barut kokusunun yerini yavaş yavaş mazot, ekmek ve sessizlik almış. Ama bu sessizlik aldatıcı. Zira başkentte duyulan uğultu, yeni bir çatışmanın değil; bazı çıkar hesaplarının, rejim kalıntılarının veya sönmemiş bilinmeyen bir fırtınanın fısıltısı.

Geçtiğimiz hafta Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab’ın ağzından dökülen bir cümle, tüm dengeleri yeniden sorgulatmaya başladı:
“Devrik Esad rejiminin kalıntıları darbe girişiminde bulundu. Engellendi.”

Ancak nasıl? Kim? Ne zaman? Bu sorular cevapsız.
Şam'a geldiğimden beri güvenlik bürokrasisi ve yerel gazetecilerle temas kurmaya çalıştım. Herkesin ağzı mühürlü. Sağlıklı bir bilgiye ulaşamadım.

Hükümet kanadı ise sadece “terörle mücadele operasyonları devam ediyor” demekle yetiniyor.

Girişimin detaylarına dair tek bir somut veri yok. Savunma Bakanlığı suskun. Gözaltı var mı, yargı süreci başladı mı, rütbeleri neydi? Her şey gri. Ama gri tonların ardında bir gerçeklik var:
Bu darbe girişiminin ardından Şam yönetiminin hem içeriye hem dışarıya verdiği net bir mesaj var:

“Yeni dönemi kimse sekteye uğratamaz.”

Mart ayında Lazkiye, Hama, Humus ve Tartus hattında yaşanan çatışmalar hâlâ hafızalarda tazeyken, bu girişimin o bölgelerdeki gerilimle bağlantılı olup olmadığı da merak konusu. Fakat cevap şimdilik sadece birkaç üst düzey yetkilinin cebinde.

Öte yandan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yürütülen müzakereler de belirsizlik taşıyor. SDG’nin Tişrin Barajı'ndan çekilmesi gibi gelişmeler dikkat çekse de, kapsamlı bir uzlaşıya dair net bir adım hâlâ atılmış değil. Rakka ve Haseke’nin idari geleceği yıl sonuna kadar masada olacak. Entegrasyon süreci ise henüz kağıt üzerinde.

Şam yönetimi içerideki kontrolünü yeniden tahkim ederken, uluslararası alanda da kaynak ve meşruiyet arayışını sürdürüyor. Bu süreçte her hamle, sadece askeri değil aynı zamanda siyasi bir denge arayışının da göstergesi.

Suriye, yeniden bir yol ayrımında. Ne tam bir barış ne de yeniden savaş. Ama kesin olan şu:
Eski rejimin ve çıkar hesaplarının gölgesi hâlâ bu toprakların üzerinde dolaşıyor. Ve o gölge, her an yeniden şekil değiştirerek karşımıza çıkıyor.