Singapur'da yapılan genel seçimlerde iktidardaki Halkın Hareket Partisi (PAP), Başbakan Lawrence Wong liderliğinde sandıktan güçlü çıktı. Küresel ticaret belirsizliği ve Trump'ın agresif politikaları, seçmeni istikrar arayışına itti.
Singapur'da cumartesi günü yapılan genel seçimlerde, altmış yılı aşkın süredir iktidarda olan Halkın Hareket Partisi (PAP) bir kez daha sandıktan zaferle çıktı. Bu seçim, yeni Başbakan Lawrence Wong'un ilk sınavıydı ve alınan sonuçlar onun liderliği için güçlü bir onay anlamına geliyor.
PAP, 97 sandalyenin 87'sini kazanarak meclisteki gücünü korurken, muhalefetteki İşçi Partisi (WP) 2020'de kazandığı 10 sandalyeyi elinde tutmayı başardı. Ancak 2020’de yakalanan rüzgarı sürdürme hayali, küresel ekonomik sarsıntıların gölgesinde kaldı. Seçmen, artan yaşam maliyetleri ve dış politikadaki belirsizliklere karşı istikrarı tercih etti.
52 yaşındaki ekonomist Wong'un seçim kampanyası, yaşam maliyetlerini hafifletmeye yönelik sosyal yardımların artırılması üzerine kuruluydu. Seçim sonuçları, bu stratejinin seçmen nezdinde karşılık bulduğunu gösteriyor. Oyların yaklaşık %66'sını toplayan PAP, 2020’ye kıyasla oy oranını yaklaşık 5 puan artırdı.
Seçim sonrası konuşan Wong, "Bu sonuç, hükümetinize duyulan güvenin ve istikrar arzusunun açık bir göstergesidir," dedi. Halkın yaşam kalitesini artırmak için daha çok çalışacaklarını belirtti.
İşçi Partisi, sandalye sayısını korusa da, genel tablo muhalefet için moral bozucu. Oy oranlarını %15’e çıkarmış olmaları bir nebze teselli oldu. Ancak PAP’ın yine güçlü bir çoğunlukla meclise hâkim olması, muhalefetin daha güçlü bir denetim kurma planlarını şimdilik rafa kaldırdı.
Progress Singapore Partisi'nin adayı Leong Mun Wai, “Sonuçlar bizi şaşırttı. Stratejimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekecek,” diyerek hayal kırıklığını dile getirdi.
Seçim atmosferi sadece iç politik gelişmelerle değil, aynı zamanda dış politikadaki çalkantılarla da şekillendi. ABD Başkanı Donald Trump'ın yeniden yükselen korumacı politikaları ve küresel ticaret savaşlarını kızıştırması, Singapur gibi dış ticarete bağımlı ülkeler için endişe kaynağı oldu.
INSEAD Üniversitesi’nden Prof. Pushan Dutt'un yorumu durumu özetliyor: "Trump'ın başlattığı ticaret savaşı, PAP için en büyük itici güç oldu. Seçmenler böyle bir ortamda protesto oyuna yönelmek istemedi."
Seçim sonuçları sadece siyasi dengeleri değil, iş dünyasının beklentilerini de doğrudan etkiliyor. Muhalefetin daha fazla güç kazanması hâlinde yabancı iş gücüne getirilebilecek sınırlamalar ve artabilecek vergiler iş dünyasında kaygı doğuruyordu. Şimdi ise yatırımcılar önlerini daha net görebiliyor.
Danışmanlık şirketi BowerGroupAsia'dan Nydia Ngiow, "Bu sonuçlar, dijital dönüşümden sürdürülebilirlik hedeflerine kadar birçok alanda politikaların devam edeceği anlamına geliyor. İş dünyası için öngörülebilirlik demek bu," yorumunu yaptı.