Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Bireysel kredi ve kredi kartı borçlarını ödeyemeyen tüketiciler maaşlarına haciz gelmesinden endişe ediyor. 2025 yılının ilk 9 ayında, bireysel kredi veya kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşen kişi sayısı 1 milyon 661 bini geçti. Avukat Mert Yalçın, Tgrthaber.com Ekonomi Editörü Bengü Sarıkuş'a borçlu vatandaşların hakları hakkında çok önemli bilgiler verdi.

Şu anda Türkiye’de bireylerin borçlarıyla ilgili hukuki süreçlerde en çok ne artmış durumda?
Mert Yalçın: Türkiye’de son dönemde en dramatik artış, hem kredi ve kredi kartı borçlarının geri ödenememesiyle başlayan “yasal takip / icra süreci” sayısında hem de diğer borçların ödenememesinden icra-iflas dosyalarında yaşanmaktadır. 2025 itibarıyla, bireysel kredi veya kredi kartı borcunu ödeyemediği için yasal takibe düşen kişi sayısı ilk 9 ayda 1 milyon 661 bin civarında.

Kredi kartı borçları mı, ihtiyaç kredileri mi, yoksa icra takipleri mi daha fazla geliyor size?
Mert Yalçın: Genellikle icra takipleri yoğunlukta olur. Çünkü borç hangi tür olursa olsun — kredi kartı, ihtiyaç kredisi veya başka bir borç — ödenmediğinde süreç eninde sonunda icraya taşınır. Bu nedenle hem alacaklılar “takip başlatmak” için hem de borçlular “takip başladıktan sonra ne yapacağını öğrenmek” için bize başvurur. Yani tüm borçların ortak son durağı olan icra takipleri, en yoğun karşılaşılan konudur.

Bankaların borçlulara gönderdiği mesajlar, aramalar, ihtarnameler yasal sınırlar içinde mi?
Mert Yalçın: Evet, bankalar veya alacaklı kuruluşlar, borçlulara ulaşarak borcun ödenmesini hatırlatma hakkına sahiptir. Uyarı, SMS, e‑posta, telefon araması veya yazılı ihtarname göndermek, borç takibinin normal bir prosedürüdür ve hukuka uygundur. Ancak bu yöntemlerin yasal sınırlar içinde kalması gerekir; sürekli arayarak taciz veya tehdit etmek gibi yöntemler yasaktır.

Vatandaşın maaşına ya da emekli aylığına haciz konulabilir mi?
Mert Yalçın: Mevcut yasaya göre, maaştan kesilebilecek haciz oranı net maaşın en fazla dörtte biridir. Haciz uygulaması, işveren aracılığıyla yapılır; icra müdürü tarafından işverene gönderilen tebligat ile maaştan kesinti başlatılır.

Buna karşın 5510 sayılı Kanun’un 93. maddesi, emekli aylıkları açısından genel bir haciz yasağı getirir. Maddenin birinci fıkrasında sigortalı ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri — yani emekli maaşları — takip ve tahsil edilecek alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez olarak düzenlenmiştir.

Borcu olan biri bankayla pazarlık yapabilir mi?
Mert Yalçın: Evet, borcu olan kişi bankayla iletişim kurarak varolan borcunu yapılandırabilir, taksitlendirebilir ya da erken ödeme planı talep ederek borcun ödenmesini kolaylaştırabilir. Bu yöntem, pratikte sıkça kullanılır.. Özellikle kredi kartı veya bireysel kredi borçlarında bankalar alacağını hızlıca tahsil etmek ister ve borçlu, ödeme gayretini gösterdiğinde pazarlık veya yeniden taksitlendirme imkanı masaya yatırılır.

Borç uzun süre ödenmezse banka alacaklarını varlık yönetim şirketlerine devreder. Bu şirketler borcu daha düşük bedelle aldıkları için, borçluyla anlaşma konusunda bankalara göre daha esnek davranabilir.

Yasal olarak borçlunun korunması mümkün mü? Bu konuda hangi uygulamalar var?
Mert Yalçın: Borçluyu koruyan bazı temel yasal mekanizmalar bulunuyor. Bunların içinde en bilineni maaş haczine sınır getirilmesidir: Borçlunun maaşının en fazla dörtte biri hacizle kesilebilir, tamamına haciz konulamaz. İcra memurları, borçlunun ve ailesinin asgari geçimini sağlayacak eşyaları haczedemez, elinden alamaz. Ayrıca borçlu, bankayla yapılandırma veya taksitlendirme talep etme hakkına sahiptir. Bu düzenlemeler, borçlunun tamamen çaresiz kalmasını engeller.

Borç yükü altında olan vatandaşın öncelikli olarak yapması gereken 3 şey nedir?
Mert Yalçın: Borç altında kalan kişi öncelikle borç durumunu netleştirmeli ve süreleri kontrol etmelidir. Hangi borcun ne zaman ödenmesi gerektiği, tebligat tarihleri ve itiraz süreleri kritik önem taşır. Daha sonra alacaklıyla iletişime geçilmeli; banka veya ilgili şirketle erken temas kurarak yapılandırma, taksitlendirme veya indirimli ödeme seçeneklerini değerlendirilmelidir. Son olarak yasal haklar öğrenilmeli ve gerekirse destek alınmalıdır; maaş haczi sınırı, haczedilemeyecek eşyalar ve itiraz süreleri gibi korumaları bilmek, süreci yönetmek açısından oldukça önemlidir.