Kıdem tazminatı sadece işten çıkarılan çalışanlara değil, belirli şartlarda haklı gerekçe sunup istifa eden kişilere de ödeniyor. Ancak istifa dilekçesinde yapılan yanlış bir ifade, hem kıdem tazminatını yakabiliyor hem de işverene ihbar tazminatı ödeme zorunluluğu getirebiliyor. Gazeteci Ahmet Kıvanç, çalışanların bu süreçte yaptığı kritik hatalara dikkat çekti.
İşçinin kendi isteğiyle işten ayrılması durumunda kıdem tazminatı alabilmesi, yalnızca haklı bir nedene dayanmakla kalmaz; bu nedeni açık ve doğru bir şekilde ifade etmesine de bağlı. Aksi takdirde çalışan, haklıyken haksız duruma düşebilir ve kıdem tazminatını kaybedebilir.
Kıdem tazminatı, işçinin çalışma hayatındaki en temel güvencelerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Ancak istifa eden bir işçi için bu hakkın kazanılması, istifanın gerekçesinin nasıl ifade edildiğine bağlıdır. Habertürk yazarı Ahmet Kıvanç haklı fesih durumlarında kişilerin dikkat etmesi gereken kritik noktaları yazdı.
Kıvanç, özellikle istifa dilekçelerinde kullanılan "kişisel nedenler" gibi muğlak ifadeler, ileride işverenle yaşanabilecek olası hukuki süreçlerde işçinin elini zayıflatabilir. Bu tür yuvarlak ifadeler, haklı fesih gerekçesini somutlaştırmadığı için tazminat talebini geçersiz kılabilir. Dahası, böyle bir durumda işçinin ihbar süresine uymaması halinde işverene ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü de doğabilir. Bu nedenle, haklı fesih hakkını kullanan işçilerin, ayrılık sürecini doğru şekilde belgelemeleri ve gerekçelerini net biçimde ortaya koymaları büyük önem taşıyor.
Ahmet Kıvanç'ın Habertürk'te yazdığı köşe yazısında şu açıklamalarda bulundu:
Haklı sebeple işten ayrılan işçiler kıdem tazminatı alabilirler. Kanuna göre, işçinin haklı fesih yapabileceği haller şöyle:
İşçi söz konusu hallerde, ihbar süresini beklemeden iş akdini derhal feshedebilir. İşveren, bu gerekçeyle iş akdini fesheden işçiye kıdem tazminatını ödemek zorundadır.
İşçi açısından en yaygın haklı fesih sebebi ücretinin süresinde ve eksiksiz ödenmemesi oluyor. Bayram tatilindeki veya fazla çalışma ücretinin ödenmemesi de bu kapsamda yer alır. İşçinin alınterinin karşılığı ücret kanun tarafından güvence altına alınmıştır. İşçinin ücretini tam ödemeyen, süresinde ödemeyen işveren ceremesini çeker. İşçi bu gerekçe ile işten ayrıldığında işveren kıdem tazminatını ödemese bile dava açtığında kazanır. Ancak, işten ayrılırken hukuki yardım almayan işçiler çoğu zaman haklı iken haksız duruma düşebiliyor. Ücreti ödenmediği için haklı bir sebebi var iken işverene verdiği yazıda "Kişisel sebeplerle işten ayrılıyorum", "Gördüğüm lüzum üzerine işi bırakıyorum" şeklinde ifadelere yer verebiliyorlar. İşçi istifa yazısında bu tür ifadelere yer verdiğinde hem kıdem tazminatı hakkını kaybeder hem de işverene ihbar tazminatı ödemek zorunda kalabilir.
İşçinin derhal fesih hakkını, fesih sebebini öğrendiği günden başlayarak 6 iş günü içinde yapması gerekir. İşçi geç öğrenirse derhal fesih hakkı fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl sonra ortadan kalkar. Ücretin zamanında ödenmemesi durumu devam ediyorsa 6 günlük hak düşürücü süre işlemez. Altı gün içinde fesih hakkını kullanan işçi ihbar süresine uymadığı gerekçesiyle ihbar tazminatı ödemez.
İşçi normalde kıdem tazminatını emekli olduğunda, erkek işçi askerlik sebebiyle işten ayrıldığında, kadın işçi evlendikten sonra bir yıl içinde işten çıktığında alabilir. Haklı sebeple istifa dışında kendi isteğiyle işten ayrılan işçinin kıdem tazminatı alabilmesinin bir başka yolu da işe giriş tarihine göre değişen yaş dışındaki emeklilik koşullarını yerine getirmesidir.