Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu gelecek hafta perşembe günü kasım ayı faiz kararını açıklayacak. Merkez Bankası ekimde politika faizini 5 puan artırarak yüzde 35’e çıkardı. Ekonomistler gelecek toplantıda yeniden faiz artışı bekliyor.
Hazine Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası yönetimleri sıkı para politikasına yönelik uygulamalara ve sadeleşme adımları atmaya devam ediyor. Bu kapsamda kur korumalı mevduat hesaplarında zorunlu karşılık oranları kaldırıldı. Merkez Bankası ise haziran ayında başladığı faiz artışlarına devam ediyor. Ekonomist anketlerine bu ay da Merkez, faiz artışlarına gidecek.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistler, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının (politika faizi) 250 baz puan artırılarak yüzde 37,50'ye çıkartılacağını tahmin ediyor. AA Finans'ın, 23 Kasım Perşembe günü gerçekleştirilecek TCMB'nin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına yönelik beklenti anketi, 12 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı.
Ekonomistlerin politika faizindeki değişikliğe ilişkin beklentilerinin medyanı 250 baz puan artırım yönünde gerçekleşti. Anket sonuçlarına göre, 250 ila 500 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri, yüzde 37,50 ile yüzde 40,00 arasında değişti. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 40,00 oldu. Geçen ay gerçekleştirilen PPK toplantısında politika faizi 500 baz puan artırılarak yüzde 30'dan yüzde 35'e çıkarıldı.
Yılın İkinci Enflasyon Raporu’na ilişkin açıklama yapan Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, TCMB’nin fiyat istikrarı ve finansal istikrar çabasındaki en önemli çıpanın söz konusu bu kamusal ve toplumsal mutabakat olduğunu gözlemlediklerini ifade etti. TCMB Başkanı Erkan şu ifadeleri kullandı: “Parasal sıkılaştırma ve makroihtiyati çerçevede sadeleşme kapsamında attığımız adımların etkilerini, piyasa mekanizmalarının işlevselliğinde artış ve varlık fiyatlarının sinyal niteliğinin güçlenmesi şeklinde gözlemeye başladık.
Bu süreç içerisinde, finansal sistemde Türk lirası mevduatın payı artarken kur korumalı ve döviz cinsi mevduat payının gerilemesi, finansal istikrarın yanında parasal aktarımı da güçlendirmektedir. Bankacılık sisteminin aracılık fonksiyonunu azami etkinlikte yerine getirebilmesi, dezenflasyon sürecinin belirlenen hedefler doğrultusunda gerçekleşebilmesi için önkoşuldur. Bu çerçevede, finansal aracılık faaliyetlerini kesintiye uğratan ve kredi dağılımını bozarak finansal istikrarı olumsuz etkileyen uygulamalar öngörülebilir bir çerçevede kaldırılmaktadır.