Fatma ve Ercan Aslan çifti, 2008 yılında dünyaya gelen oğulları Furkan Muhammed Aslan’ı henüz 7 aylıkken sağlık sorunları nedeniyle önce Bismil Devlet Hastanesi’ne, ardından Diyarbakır’daki tam donanımlı bir hastaneye götürdü. Hastanede 17 gün boyunca küvözde tedavi gören bebek için aileye acı haber verildi. Hayatını kaybettiği belirtilen bebek, küçük bir kutu içinde teslim edilerek toprağa verildi.
Ancak anne Fatma Aslan, yaşadığı huzursuzluk ve annelik içgüdüsüyle olayın gerçekliğini sorgulamaya başladı. Savcılığa yaptığı başvuruda. Anne Aslan’ın “Bebeğimi hiç ölü hissetmedim, ilk günler biraz kritikti dediler ama sonra her gün iyiye gidiyordu” diyerek şüphelerini dile getirmesinin ardından yıllar boyunca süren belirsizlik, sonunda soruşturmanın yeniden açılmasına zemin hazırladı.
Fatma Aslan, yıllar önce verilen ölüm haberine hiçbir zaman inanmadığını belirtti. Anne Aslan, “Eğer ben anneysem, oğlum yaşıyor. Saçları, kaşı, kirpiği vardı ve gayet sağlıklı bir bebeğe benziyordu. İlk iki gün durumunun biraz kritik olduğunu söylediler, sonradan 'her gün iyiye gidiyor' dediler. Ben bebeğimi hiç ölü hissetmedim. Kendimi sorguya çektim; bebeğim ölmüşken ben neden acı hissetmiyorum diye düşündüm” ifadelerin kullandı.
Ailenin hukuki mücadelesini sürdüren Avukat Zeki Oran, olayın ilk aşamada yeterince araştırılmadan dosyanın kapatıldığını ifade etti. Ancak Aslan ailesinin kararlı tutumu sonucu soruşturma yeniden açıldı ve mezarın açılması için resmi işlem başlatıldı.
Savcılığın talimatıyla Furkan Muhammed Aslan’a ait olduğu iddia edilen mezar açılarak, cenazeden örnekler alındı ve İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Yapılan DNA incelemesinde, mezardaki bebek ile anne-baba arasında genetik uyum olmadığı tespit edildi.
17 yıl boyunca süren acı ve belirsizlik, bu gelişmeyle birlikte yeni soruları da beraberinde getirdi. Anne Fatma Aslan, oğlunun izini sürmeye devam ediyor.