Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un da aralarında bulunduğu 8 şüpheli, "Kullanmak için Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak", "Kabul etmek veya Bulundurmak ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak" ve "Kullanılmasına Yer ve İmkan Sağlamak" suçlarından önceki gün gözaltına alındı.
Gözaltı sonrası TMSF'nin yönettiği Habertürk, Mehmet Akif Ersoy'un görevden alındığını duyurdu.
İşlemlerinin tamamlanmasının ardından Adli Tıp Kurumuna götürülen 8 şüpheliye kan ve uyuşturucu testi yapıldı. 8 şüpheliden aralarından gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un da bulunduğu 4 kişi için tutuklanma talep edildi.

Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ndeki sorguların ardından Mehmet Akif Ersoy, Ufuk Tetik, Mustafa Manaz ve Ebru Gülan'ın tutuklanmasına karar verildi.
Diğer şüpheliler Dilara Yıldız, Elif Kılınç, Gizem Aybaktı ve Buse Öztay ise yurt dışı yasağı ve adli gözetim şartları içeren adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
Yaşanan bu gelişmelerin ardından eski Habertürk spikeri Nur Köşker'den çarpıcı açıklamalar geldi. 2024'te Habertürk'ten istifa ettikten sonra bir yıldır evli olduğu dans hocası Mustafa Kemal Doğançay ile evliliklerini noktalayan Nur Köşker, o dönemlerde Mehmet Akif Ersoy tarafından tacize uğradığı iddia etti.

Gazeteci Tarkan Kaleli'ye açıklamalarda bulunan Köşker, şunları söyledi:
"Benim evli olduğum dönemden başlayan ve çok uzun süreli bir taciz süreci var. Asansör kapısını tutup bilmem neler falan. Sonra attığı saçma sapan mesajlar var. 'Sabah bülteninde LED'in önüne geç. Bacaklarını göreyim. Masanın arkasına saklamışlar' bilmem neler. Böyle bir genel yayın yönetmeni olabilir mi ya? En son işte o asıl bomba kısmı. Beni 'Oturur masada haber yazarsın' diyerek ekrandan almakla tehdit etmişti. Burayla ilgili bir delilim yok. Bunu söyleyeceğini bilsem kesinlikle o odaya ses kaydı alarak girerdim. Sonrasında ben de 'Anladım ben seni. Şöyle çözelim. Ben istifa edeyim gideyim' dedim ve çıktım.

Ardından bir sene işsiz kaldım onun yüzünden. Hayatımın en zor dönemini yaşadım. Yani bir de ben orada gece spikeri olarak başlamıştım. Sonra hafta sonu ana haberi verdiler. Yazın ağırlıklı olarak. Yani böyle kariyerimin kendimce zirvesinde olduğum bir dönemde istifa etmek zorunda kaldım. En son artık ‘olmayacak herhalde bu ülkede’ deyip ülkeyi terk ettim. Kıta değiştirdim o adam yüzünden."

Daha sonra sosyal medya hesabından yeni bir açıklama yapan Nur Köşker, şimdiye kadar neden sessiz kaldığını şu sözlerle açıkladı:
"Herkes neden bu zamana kadar sustun diyor. Önce buna bir açıklık getirmek isterim. Birincisi kendimi asla güvende hissetmiyordum. Ne yaparsa yapsın başına bir iş gelmediğini gördüğümüz karanlık, derin bir adamdı. İkincisi o dönemde evliydim. Korumam gereken bir ailem ve eşim vardı. Bu durumdan birine bahsetmem mümkün değildi. Gelelim ne olup bittiğine.
Uzun süredir devam eden bir taciz süreci vardı. Genel yayın yönetmeliğine getirilir getirilmez de ekrandan almakla tehdit etmeye başladı. En sonunda da ya bu iş böyle olur ya da oturur masada haber yazarsın dediği için istifa edip kanaldan ayrıldım. O gün bana bu cümleyi kuracağını bilseydim kesinlikle o odaya telefonun ses kaydını başlatarak girerdim.
Sonrasında herkese, 'Editörlük yapmamı istedi ve kabul etmedim. O yüzden işten ayrıldım' dedim. Mevzu benim dışımda ayyuka çıkınca yavaş yavaş yakın çevreme bu durumdan bahsetmeye başladım.
Sabanın 5'inde 'Endamını masanın arkasına saklamışlar, yönetmene söyle LED'in önüne geç' diye mesaj atan Genel Yayın Yönetmeni olabilir mi?" Ben utanarak yazıyorum, kendisi zira utanmıyordu. Bu mesajı attığında üstümde etek vardı. LED'in önüne geçmemi isteme sebebi de buydu.

Kimsenin özel hayatını nasıl yaşadığı ya da ne kullandığı beni asla ilgilendirmiyor. Niyetim kimseyi ahlaki üstünlük üzerinden eleştirmek değil. Zaten haddim de değil. Derdim, bu uyuşturucu ve sapıklık denklemine dahil olmayı reddettiğim için işsiz kalmış olmak. Kibirden algılamayın ne olur ama sorarım size; 3 dili olan, 21 yaşından beri bu sektöre emek vermiş, Boğaziçi Üniversitesi'nden iki bölüm bitirerek mezun olmuş, Amerikalı siyasetçilerin simültane tercümesini dahi yapabilen, meslek hayatı boyunca sadece başarılarıyla anılmış biri neden sistematik olarak işsiz kalır? Ki bu benim maalesef ilk kez bu sebeple işsiz kalışım değil. Sırf yöneticileriyle gayri ahlaki ilişkiler yaşamayı reddediyoruz diye ya da arkamızda siyasi bir destek yok diye biz kadınlar neden sürekli bu sistemden eleniyoruz? Ben neden artık kendi memleketimde çok aşık olduğum çok da severek yaptığım mesleğimi ahlaki bir çerçeve içerisinde icra edemediğim için ülkeden göçmek, kıta değiştirmek zorunda kalıyorum?

Özetle Habertürk'ten ayrılma sebebim bu tehditlerdi. Çok üzülerek söylüyorum ki ne ilk ne de tekim. Oyunculuk sektöründe yaşanan rezilliklerin bin beteri yaşanıyor medya sektöründe. Kimsenin de bu olup bitenlere çıtı çıkmıyor. Spikerlik yapabilmek için ben ve birçok değerli kadın spiker arkadaşım bu gayri ahlaki ilişkilere zorlanıyoruz. Son çalıştığım kanallardan birinde sadece bir hafta yayın yapabildim. Çünkü programın sponsoru kendisiyle yemeğe çıkmayı reddettiğim için programı başka birinin sunmasını istedi. Bu baskı tek bir kişi ve tek bir kanalla sınırlı değil."