Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
İsrail, 17-18 Eylül 2024 tarihlerinde Lübnan ve Suriye’de binlerce çağrı cihazı ve telsizi eş zamanlı olarak patlatarak 42 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan sinyal istihbarat saldırısını düzenledi. Aradan geçen bir yılın ardından saldırının detayları da ortaya çıkmaya başladı.
Saldırının 15 yıl önce, dönemin MOSSAD Başkanı Tamir Pardo liderliğinde planlandığını ve cihazların MOSSAD’ın kendi yerleşkesinde üretildiği öğrenildi.
Operasyonda sosyal medya platformları, cihazların güvenilirliğini artırmak için tehlikeli bir şekilde kullanıldı, bu da İsrail’in istihbarat stratejilerinde dijital manipülasyonun ne denli ileri bir boyuta ulaştığını gözler önüne serdi.
Saldırının temelleri, 2010’lu yıllarda MOSSAD’ın Tel Aviv’deki yerleşkesinde atıldı. MOSSAD’a bağlı mühendisler, patlayıcı yüklü çağrı cihazları ve telsizler üretmek için yoğun bir çalışma yürüttü. İlk üretilen cihazlar, ceplere sığmayacak kadar büyük olduğu için Tamir Pardo tarafından reddedildi. Bunun üzerine cihazlar küçültülerek patlayıcılar, cihazların pillerine gizlice yerleştirildi. Deneme aşamasını başarıyla geçen cihazlar, MOSSAD’ın bir istihbarat ajanı aracılığıyla kurdurduğu paravan şirket üzerinden resmi bir ürüne dönüştürüldü.
MOSSAD ajanı tarafından aktarılan bilgilere göre; İsrail, bu cihazları meşru bir ürün gibi göstermek için kapsamlı bir PR kampanyası başlattı. En fazla kullanılan sosyal medya platformlarında cihazların reklamları yayımlanarak, ürünün güvenilirliği konusunda kitleler yanıltıldı. Bu tehlikeli sosyal medya manipülasyonu, cihazların gerçek amacını gizlemekte o kadar etkili oldu ki, meşru müşterilerden bile talep gelmeye başladı. Ancak MOSSAD, bu talepleri yüksek fiyat politikasıyla savuşturarak cihazların yalnızca hedeflenen bölgelere ulaşmasını sağladı.
Tamir Pardo’nun yerine geçen MOSSAD Başkanı Yossi Cohen, projeyi daha da ileri taşıdı. Üretilen cihazlar, Tayvanlı Gold Apollo markasıyla iş birliği yapılarak piyasaya sürüldü.
İsrail’de üretilen cihazların üzerine Gold Apollo etiketi konularak ihracatı kolaylaştırıldı. Güvenlik kaynaklarına göre, MOSSAD ajanları Lübnan sokaklarında broşürlerle dolaşarak cihazları pazarladı. Bu yoğun ve yanıltıcı pazarlama stratejisiyle toplamda 16.000 adet cihaz satıldı.
Saldırının ardından İsrail’den yapılan “Cebiniz kadar yakınız” açıklaması, operasyonun ne denli ince planlanmış ve soğukkanlı bir şekilde uygulandığını gösterdi. Sosyal medyanın bu denli tehlikeli bir şekilde kullanılması, istihbarat dünyasında yeni bir dönemin kapısını aralarken, sivil kayıpların da dahil olduğu bu saldırı, uluslararası toplumda büyük yankı uyandırdı.
Sinyal ve Siber İstihbarat alanındaki uzmanlar; İsrail’in sosyal medya manipülasyonuyla istihbarat operasyonlarını birleştirme stratejisinin, gelecekte daha büyük güvenlik tehditleri oluşturabileceğini ifade ederken, yerli ve milli sosyal medya mecralarının ne kadar önemli bir konu olduğunun altını çizdi.