Start-Up Dünyasında Sultan Olmak

GİRİŞ:
2025-08-11
saat ikonu 10:14
|
GÜNCELLEME:
2025-08-11
saat ikonu 10:14

Sanma şahım herkesi sen sadıkane yar olur
Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyar olur
Sadıkane belki ol bu alemde dildar olur
Yar olur, ağyar olur, dildar olur, serdar olur

Şimdi diyeceksiniz ki ne diyor bu BK!

Yavuz Sultan Selim… Osmanlı tahtında sadece sekiz yıl oturdu ama attığı adımlar hala tarih kitaplarında titreşim bırakıyor. Savaş meydanında şahin, saray koridorlarında tilki, diplomasi masasında ise satranç ustası gibiydi. Ona atfedilen meşhur beyit de bu zekanın bir özeti gibi.

Sultan burada diyor ki: "Herkese dost diye sarılırsan bir bakmışsın düşmanın kucağında oturuyorsun." Yani hem insan tanı, hem dene, hem de aklını cebinde taşı. Şimdi gelin, bu 500 yıllık dersi 2025’in teknoloji, inovasyon ve dünyasına uyarlayalım.

Ağyar 2.0: Modern Dünyada Gizli Rakipler
Osmanlı sarayında ağyar demek, açıkça düşman demekti. Bugün ise start-up ekosisteminde ağyar bazen sana gülümseyen, Linkedinde Tebrikler! yazan ama iki hafta sonra senin yatırımcını çalan bir olabilir.
Teknoloji dünyasında işler hızla dönüyor; dün sana ortak diyen biri, bugün senin fikrini bir hackathonda kendi adıyla sunabilir.

Bunun çözümü? Sultana göre: Bilgiyi kontrollü paylaş. Düşüncelerini, planlarını ve özellikle ürün yol haritanı öyle herkese açma. Modern ağyar fiziksel kılıç taşımaz ama veri çalar. E Malum devir veri devri olduğuna göre, durumu buna göre uyarlayalım.

Yar: Sadık Ekip Arkadaşının Altın Değeri
Sultanın “yar” dediği, sadece dost değil; zor günde omzunu dayayabileceğin insan. Bugün bu “yar”, start-up’ında seni gece 03.00’te arayıp “Server çöktü, ama ben hallettim” diyendir.
Sadık bir ekip arkadaşı, yatırımcı ya da mentor bulmak kolay değil. Çünkü teknoloji dünyası hızlı ödüllere odaklı; sabır, vefa ve aidiyet nadir.
Sultanın tavsiyesi net: Sadıkları kaybetme, çünkü yeni dost bulmak, yeni bir pazar yaratmaktan zor.

Dildar: İlham Kaynağı
“Dildar” kelime anlamıyla gönül dostu, seni anlayan, ruhuna iyi gelen kişi. Girişimcilik dünyasında bu bazen bir ortak, bazen de sana “Abi boş ver, sen daha iyisini yaparsın” diyen arkadaşındır.
Dildar, seni motivasyonsuzluktan kurtarır. Sultan için dildar, savaş yorgunu bir padişahın dost meclisinde nefes aldığı insanlardı. Bizim için ise yoğun Zoom maratonu sonrası çay, kahve içip beyin fırtınası yaptığımız insanlar.

Serdar: Liderlerin Oyunu
“Serdar” komutan demek. Modern ekosistemde bu, ya sen olursun ya da sana eden vizyoner biri.
Sultanın en önemli farkı şuydu: Komuta ettiği ordunun önünde yürürdü. Bugünün teknoloji liderleri de “ekibim için her şeyi yaparım” deyip ofisten çıkmayan değil, en kritik anda sahaya inenlerdir.
Serdar olmak, kriz anında hem yön veren hem de omuz omuza çalışan kişi olmaktır.

Yavuz Sultan Selim'e göre Networking
1514’teki Çaldıran Seferi öncesinde, Yavuz, ordusuna katılacak Türkmen beylerini ikna etmek için mektuplar gönderir. Ama bu mektuplarda herkese aynı vaatleri vermez; kimin neye değer verdiğini bilir ve ona göre yazar.
Bugün buna kişiselleştirilmiş yatırımcı pitchi diyoruz. Yatırımcının ilgi alanına göre sunum hazırlamak, tıpkı Sultanın savaş öncesi stratejik müttefik kazanma yöntemi gibi.

Şiirden Start-up Manifestosuna
Sultanın beyti, aslında bir start-up manifestosu gibi okunabilir.
Hadi yorumlayalım:

Sanma şahım herkesi sen sadıkane yar olur
-Herkese güvenme; iş dünyasında değil, çıkar önceliklidir.

Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyar olur
-Güleryüzlü rakipler seni en çok zorlayanlardır.

Sadıkane belki ol bu alemde dildar olur
-Seni gerçekten anlayan ve destekleyenleri bul; onlar nadirdir.

Yar olur, ağyar olur, dildar olur, serdar olur
-Rollerin değiştiğini unutma; dost bugün lider, yarın rakip olabilir.

Start-Up Dünyasında Sultan Olmak
Bugün Yavuz Sultan Selim, Silikon Vadisi’nde olsa muhtemelen:

OpenAI’deki gizli projelere kimlerin erişebildiğini bilir,
Apple’ın tedarik zincirinde hangi ülkeyle nasıl anlaşma yaptığını takip eder,
Yeni pazara girerken yerel partner seçiminde 6 ay istihbarat toplardı.
Yani mesele, sadece ürün yapmak değil; ekosistemi okumak, insanları tanımak ve sadakati yönetmek.

Sultanın bu beyiti, 500 yıl önce yazıldı ama bugün hala geçerli. Çünkü teknoloji, yapay zeka, uzay yarışları, blockchain… Bunlar değişir; fakat insan doğası değişmez.
Kim ağyar, kim yar, kim dildar, kim serdar? İşte girişimcinin asıl sınavı bu.

Network sadece kartvizit toplamak değil; kimin dost, kimin rakip, kimin ilham kaynağı, kimin lider olduğunu zamanında anlamak. Yoksa pitch deck in değil, tahtın bile tehlikeye girebilir.