Yapay zeka gündemi hiç yavaşlamıyor hatta günden güne hızlanıyor ve geleceğin kapısını aralıyor. Her geçen gün daha fazla insana benzeyen işler yapıyor. Kod yazıyor, beste yapıyor, resim çiziyor, senaryo üretiyor, müşteri hizmetleri sunuyor. Hatta bazı durumlarda bizden daha hızlı, daha verimli ve daha hatasız. Eğer yapay zeka her şeyimizi devralacaksa, biz insanlara ne kalıyor?Burada kritik ayrımı koymamız lazım: İnsan = Kod mu, yoksa İnsan = Ruh mu?
Yapay zeka, çok güçlü bir hesaplama makinesi. Ama asıl mesele, bizim zihnimizin kusurlu ama yaratıcı olması. Biz hata yaparız, ama o hatalar bazen yeni fikirler doğurur. Picasso’nun yanlış bir fırça darbesi, bir akımı başlatabilir. Bir mühendisin masada unuttuğu bir denklem, yeni bir buluşun tohumu olabilir. Yapay zeka ise kusursuz taklitçi; ama henüz o yanlış ama dahice yolu seçemiyor.
Evet, sana üzgün olduğunda 'üzüldüğünü anlıyorum' diyebilir. Ama o duyguyu gerçekten hissedemez. Çocuğunu ilk kez kucağına alan bir annenin gözyaşı, bir arkadaşın kahkahasına istemsizce katılman, kaybettiğin biri için kalbinin sıkışması… Bunlar algoritma değil, biyolojinin, ruhun ve yaşanmışlığın bir bileşimi. İşte burada hala eşsiziz.
Yapay zeka bilgi üretir, insan ise anlam üretir. Şiiri şiir yapan, satırdaki kelimeler değil, okurun ruhunda uyandırdığı titreşim değil midir. Bir müziğin seni geçmişe götürmesi, bir fotoğrafın içini burkması… Bunlar matematiksel veri değil. İnsanın ruhu, deneyimlerinden ve duygularından süzülerek anlam katar.
Anti yapay zekacı değilim aksine kesinlikle bir devrimin başlangıcına şahitlik ediyor olduğumuzu düşünüyorum ve çok heyecanlıyım. Ancak yine de insan beyninin kapasitesine ve yüreğine güveniyorum. Yani hayal gücümüzün gerçekten güç olduğunun farkedildiği şu günlerde hala umudum var. Çünkü; hayal gücü ve sezgi yaratıcılığın sadece algoritmik değil, içsel bir ışıktan beslendiği yer değil midir zaten!
Peki ya ahlak ve değerlerimiz; iyilik, kötülük, adalet gibi kavramlar hala insanın kolektif ruhundan doğuyor. Yapay zeka sadece kuralları uyguluyor.
İnsan sosyal bir varlık; topluluk, sevgi, dostluk hissi makine tarafından yaşanılabilir ya da yaşatılabilir mi?
Yapay zeka da bir gün beni neden yaptınız diye soracak mı? Biz istediğimiz ya da kodladığımız için değil, gerçekten bir gün o kafaya gelecek mi?
Çünkü biz insanlar soruyoruz...
"Allah'ım beni neden yarattın :)" dediğin günleri unutma!
Şaka bir yana biz neden varız, neye hizmet ediyoruz, başkaları var mı gibi milyonlarca sorunun peşinden koşan binlerce bilim insanı gibi yapay zeka da dertlenecek mi?
Yapay zeka çağında insanın gücü, bizlerin birer hızlı işlemci olmadığımızı anlamaktan geçiyor. Bizim eşsizliğimiz, kalbimizin kırılabilirliğinde, hayallerimizin sınırsızlığında ve anlam arayışımızda. Yapay zeka belki bir gün tüm işleri bizden iyi yapabilir ama şundan vazgeçmek istemiyorum: Onun “yaptığı” şeyler var, bizim ise “yaşadığımız” şeyler.
Yapay Zeka da insan gibi, bizim gibi dertlenecek mi?
O yüzden cevap net: İnsan, kod değil. İnsan = Ruh.
Ve bu denklem bozulmadığı sürece, gelecekte bizim sahnemiz hep var olacak.