Giresun’un Yeşil Sofrası

GİRİŞ:
2025-05-26
saat ikonu 08:31
|
GÜNCELLEME:
2025-05-26
saat ikonu 08:34

Giresun’un yeşilinden süzülen bir davet bu: Doğanın kalbinde, lezzetin izinde ve kültürün gölgesinde bir buluşma. 24-26 Mayıs 2025 tarihleri arasında düzenlenen 3. Giresun’un Yeşil Lezzetler Festivali, bir gastronomi etkinliği olmasının yanında bir şölen hikâyesi…

Giresun’un yeşile bezenmiş ruhu sofralara taşındı

“Giresun’un Yeşil Lezzetleri Gastronomi Festivali”, Atatürk Meydanı’nda tabiatın dillendiği, toprağın şifa sunduğu bir şölenle başladı. Giresun Valisi Mehmet Fatih Serdengeçti, bu eşsiz buluşmanın yalnızca damaklara değil, aynı zamanda turizme, iyi tarıma ve sağlıklı yaşama hizmet edeceğini vurgulayarak festivale derin bir anlam yükledi.

Bu yeşil festivalin tanıkları arasında AK Parti Giresun Milletvekilleri Nazım Elmas ile Ali Temür, CHP Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, Giresun Belediye Başkanı Fuat Köse, Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Can, İl Emniyet Müdürü Tacettin Çelebi, ilçe belediye başkanları, kurum müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile Giresun’un vefakâr halkı da yer aldı.

Valiliğin öncülüğünde, Giresun Belediyesi ve Giresun Turizm Tanıtma Platformu’nun iş birliğiyle düzenlenen bu festival, Giresun’da kaliteli ve sağlıklı bir yaşam tarzı olduğunu gösteriyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin ortalama en uzun yaşayanların şehri. Doğanın bağrındaki bu şehir, son birkaç yıldır düzenlenen bu festival ile kendini yeniden keşfetmeye ve tanıtmaya çalışıyor.

3. Giresun’un Yeşil Lezzetler Festivali

Kortej yürüyüşü, halk oyunları eşliğinde karşılama, kurulan stantlardaki yöresel ürünler vs. festival, tam bir bayram şenliği havasında gerçekleşiyor. Festivalin hamisi ve başlatıcısı, Giresun Turizm Platformu Başkanı ve Doğal Dükkan’ın kurucusu Şevket Alaeddinoğlu, bu etkinliğin şehrin birlikteliğini ve kültürel zenginliğini yansıttığını vurguluyor.

Festivalde Doğa Çitçi ve Harun Raşit Dönmez gibi birçok ünlü şefin yöresel otlarla hazırladığı yemekler, üniversite gastronomi ve lise aşçılık bölümü öğrencilerinin hazırladığı yöresel lezzetler oldukça iyiydi. Moderatörlüğünü Haldun Domaç’ın üstlendiği, Uğur Batı, Zeynep Kakınç, Neptün Soyer ve Şevket Alaeddinoğlu gibi isimlerin, Giresun mutfağının ve kültürünün önemini tartıştıkları söyleşiler bence bu il için çok değerli. Yine Moderatörlüğünü Celal Toprak’ın yaptığı “Fındığın ekonomisi ve Giresun mutfağına etkisi” konulu panelde, Cüneyt Asan, Faruk Şüyün, Reha Tartıcı, Özer Akbaşlı ve Aydın Demir Giresun ve fındık açısından önemli bilgiler sundu.

Festivalin renkli etkinlikleri

‘Doğal Dükkan'da Tirebolu'nun yöresel kahvaltısı, 5. Amber Çay Hasat Şenliğinde, çay bahçelerinde toplanan çay ile kuzinede çay demlenmesi, Amber Çay Fabrikası’nda çayın işlenme sürecinin gözlemlenmesi ve hep apayrı bir deneyim yaşattı. Yine Kulakkaya Yaylası, Mavi Göl, Göksu Travertenleri ve Kuzalan Şelalesi gibi doğal güzelliklerin keşfedilmesi, Giresun Kalesi gezisi, bu ilin sadece mutfağıyla değil, doğasıyla da büyüleyici olduğunu gösteriyor.

Giresun’un mutfağı

Giresun’un mutfağı, Karadeniz’in yeşil dağları ve mavi denizi kadar derin, köklü ve zengin bir kültürün yansıması... Bu mutfak, doğanın sunduğu nimetleri ustalıkla harmanlayan, geçmişin izlerini taşıyan ve her lokmasında bir hikâye barındıran bir lezzet dünyası…

Burada her yemek, toprağın, denizin ve dağların diliyle konuşur. Bu toprağın çocukları yöresel lezzetlerini şifa niyetine sunar sofraya. Karalahana, bu coğrafyanın en kadim bitkilerinden biri... Soğuk kış gecelerinin iksiri… Bu bitkinin yaprakları da pirinç, soğan ve baharat ile yoğrularak sarıldığında, sarma olur ve sofraların başköşesine kurulur.

Fındık yaprağından sarma yapmışlar ve çok lezzetli.

Giresun’un altın değerindeki AB coğrafi işaretli ürünü fındık, tarımın olduğu kadar mutfağın da mihenk taşı... Fındıklı burma tatlısı, incecik yufkalar arasında çıtırdayan kavrulmuş fındıklarla damakta iz bırakır. Fındık ezmesi ise sabah kahvaltılarına tatlı bir tebessüm gibi eşlik eder. Keşke bir yolu bulunsa da fındık yemeklerde kullanılsa, tıpkı fıstıklı kebap gibi…

Fasulye diblesi, taze fasulyenin pirinçle kavrulmasıyla hazırlanan sade ama derinlikli bir lezzet... Aynı sadelikle, yaylalardan toplanan pazıların mısır unuyla buluştuğu pezik kavurması, doğayla insanın dansını anlatır.

Hamsi böreği, pirinç, soğan ve baharatla tatlandırılan hamsilerin yufkaya sarılıp kızartılmasıyla sofralara gelir. Hamsikoli ise hamsiyle mısır ununun birleşerek oluşturduğu, çıtır çıtır dokusuyla ayırt edilen özgün bir hamur işi.

Çalıçileği reçeli, kahvaltı sofralarında doğanın özünü sunar, aynı zamanda çorbası olur. Pancar ve Isırgan çorbası, baharın ilk filizlerinden; yoğurtlu mısır çorbası ise yazın taze mısır tanelerinden yapılır. Her ikisi de Giresun’un mevsimsel zenginliğini kaşık kaşık sunar.

Görele pidesi, taş fırınlarda pişen, kıymalı, peynirli ya da yumurtalı halleriyle çıtır çıtır bir ana yemek. Lahana kavurması ve korkoto çorbası gibi yemekler, bölgenin tahılla kurduğu ilişkiyi gösterirken; Hoşgeldin çorbası, adının hakkını verircesine, misafire edilen ilk selam gibi... Çetmi helvası, kavrulmuş un ve tereyağının maharetli ellerde buluşmasıyla yapılan, iç ısıtan bir tatlı...

Bunların dışında ısırgan yağlaşı, sakarca, melocan, fasulye turşusu ve kavurması, galdirik kavurması ve mücveri, yarmalı pancar sarması, çalar buğlama, kaşar levreği, kiraz kavurması ve özellikle harika maden suyu ile Giresun, bir gastronomi kenti olmaya aday…

Özetle Giresun mutfağı, doğanın cömertliğini ve insanın yeteneğini harmanlayan, geçmişten günümüze uzanan bir lezzet yolculuğu. Her bir yemeği, bölgenin tarihini, kültürünü ve yaşam tarzını yansıtan birer anlatı…