Gelenekten Geleceğe Kıbrıs Mutfağı:
Kıbrıs, tarih boyunca sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış bir ada… Her bir kültür, adanın zengin mutfak mirasına kendi izini bırakmış; Osmanlı’dan Roma’ya, Arap’tan Bizans’a uzanan bir yemek serüveni doğmuş. İşte bu zengin miras, KKTC Cumhurbaşkanı’nın eşi Sayın Sibel Tatar’ın öncülüğünde hayat bulmuş ve kısa süre önce “Gelenekten Geleceğe Kıbrıs Mutfağı” adlı kitapla kalıcı bir arşive dönüştürülmüş.
Sibel Tatar Hanımefendi ile “Gelenekten Geleceğe Kıbrıs Mutfağı” üzerine konuştuk.
Sibel Hanım, Kıbrıs mutfağının değerini ve önemini anlatırken, açık sözlü bir şekilde, bu kültürel mirasın geçmişte yeterince önemsenmediğini vurguluyor:
“Bu kitabın çıkış şekli, aslında kültürel mirasımızın çok önemli bir kısmı olan Kıbrıs mutfağının açıkçası biraz ihmal edilmiş olduğunu düşündüğümden kaynaklandı.”
Kitabın ortaya çıkışı, bir yemek kitabı hazırlamaktan öte bir misyona dayanıyor: Kıbrıs mutfağını gelecek kuşaklara aktarmak ve yaşatmak.
Sibel Hanım bu konuda şöyle diyor:
“Bu mutfağımıza sahip çıkmak, bir kültüre sahip çıkmak demek, onu aynı zamanda yaşatmak demektir. Dolayısıyla gençlerimize, geleneğimizin bir parçası olan bu mutfak kültürünü de yansıtmamız gerekiyordu.”
Kitap, Sibel Hanım’ın liderliğinde üç değerli akademisyenle birlikte hazırlandı: Mustafa Şah, Erhun Ekinci ve Prof. Dr. Tülen Saner. Uzun ve yorucu bir çalışma sürecinden geçen ekip, Kıbrıs mutfağının antik ve otantik yönlerini titizlikle belgeledi. Kitabın en heyecan verici bölümü, yıllarca sözlü olarak aktarılan tarifleri ve tarihi bilgileri kayıt altına almasıdır.
Görseller de ayrı bir özenle hazırlandı; yemek fotoğrafları, tarihi konaklarda, geleneksel masa düzenleri ve özel objeler kullanılarak çekildi. Özellikle Kıbrıs’ın ünlü macun geleneği (ceviz macunu, incir macunu, turunç macunu) ve bu macunlarla sunulan iki uçlu özel çatallar öne çıkarıldı.
Sibel Hanım, kitap çalışmaları sırasında kendi çocukluk anılarını da paylaştı. Annesinin pilavuna, kabak böreği ve nor böreği, onun için sadece lezzet değil, aynı zamanda geçmişe uzanan bir bağ:
“Annemi kaybettikten sonra özellikle pilavuna, çörek ve kabak böreğine her dokunduğumda annemin kokusunu, sanki iliklerime kadar hissederim.”
Kitapta ayrıca Kıbrıs mutfağının etkilediği farklı kültürlere dair detaylı bilgiler de yer alıyor: Osmanlı’nın damgasını taşıyan yemeklerden Arap mutfağından miras kalan molohiya ve humus, İran etkilerine ve Bizans döneminden günümüze ulaşan tariflere kadar geniş bir yelpaze sunuluyor.
Gastronomi ve turizmin birbirini tamamlayan iki önemli unsur olduğunu vurgulayan Sibel Hanım, Kıbrıs mutfağının turizm potansiyelini yeterince kullanamadığını ifade ediyor. Kitabın amacı hem yerel hem de uluslararası gastronomi meraklılarının adanın zengin lezzetlerini keşfetmesini sağlamak:
“Bence en önemli kısım buydu. İnsanlara dediniz ki Kıbrıs mutfağı çok güzel. Evet, çok güzel ve zengin. Farkında mısınız?”
Kitap aynı zamanda tarihi ve yazılı kaynaklardan yoksun bir mutfak kültürünü kayıt altına almak için bir ilk niteliğinde. Eski belgeler, gastronomi veya mutfak kitabı olarak değil, tarih kitapları veya romanlar içinde yer alan küçük bilgiler dahi bir araya getirildi. Örneğin, Aslan Yürekli Richard’ın Kıbrıs’taki kraliyet düğününde Kolakas yemeğini ikram etmesi, bu kapsamda kitaba dahil edildi.
Sibel Hanım, Kıbrıs mutfağının dünya mutfakları içinde hak ettiği değeri bulmasını arzuluyor:
“Kıbrıs mutfağı çok zengin; birçok kültürden etkilenmiş ve iz bırakmış, çok lezzetli, et çeşitleri de ot çeşitleri de bol bir mutfak. Dünya mutfaklarında Türk mutfağını öne koyarken, Kıbrıs mutfağı da ikinci veya üçüncü sırada gelir diye düşünüyorum.”
Kitabın yayına girmesiyle birlikte Kıbrıs mutfağı hem yerli hem de yabancı okuyucuların ilgisini çekti ve mutfağın hak ettiği görünürlüğü kazanması sağlandı. Önümüzdeki dönemlerde “Türk mutfağı haftası” gibi etkinliklerin ve uluslararası gastronomi festivallerinin Kıbrıs’ta düzenlenmesi planlanıyor.
Sibel Tatar, kitabın hazırlanış sürecini, mutfak kültürünü yaşatmayı ve gelecek kuşaklara aktarmayı bir görev olarak görüyor. Kitap, gastronomi turizmine katkı sağlayacak, geleneksel tarifleri kayıt altına alacak ve Kıbrıs mutfağının hak ettiği değeri bulmasına öncülük edecek bir çalışma olarak öne çıkıyor.
“Hızla değişen dünyada, yeni ve çabuk hazırlanan yemek çeşitleri tüketiciye sunuluyor. Bu durum karşısında özümüzü korumak, mutfak kültürümüzü yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak hepimizin sorumluluğu. Kıbrıs mutfağından gastronomi turizminde yeteri kadar faydalanmak için çaba göstermek elzemdir.”
Sonuç olarak,
“Gelenekten Geleceğe Kıbrıs Mutfağı”, sadece bir yemek kitabı değil; geçmişten geleceğe uzanan bir kültürel köprü, bir arşiv ve Kıbrıs’ın mutfak mirasının dünyaya açılan kapısı. Bu eserde emeği geçen hocalar, mekan sahipleri ve tüm katkı sağlayanlar, somut ve soyut kültürel mirasımızın yaşaması için büyük bir adım atmış oldu.