Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Bir otomobil bayisine adım attığınızda satış temsilcilerinin saymakla bitiremediği sayısız özellikle karşılaşıyorsunuz. Ancak bunların tamamı sürüş esnasında hayatınızı kolaylaştırmaya yetmiyor, hatta bazıları zorlaştırıyor bile. Ekranların ve dijital sistemlerin hakim olduğu yeni nesil araçlarda ise bazı özellikler sadece kafa karışıklığı yapmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.
Hal böyle olunca sürücüler, gerçekten işe yarayan teknolojiler ile sadece "göz boyayan" detayları ayırt etmekte zorlanıyor. İşte modern arabalarda neredeyse hiç kimsenin kullanmadığı 4 özellik.

Yıllar boyunca manuel vitesli araç kullanmak, beceri ve araçla bütünleşmeyi gerektiriyordu. Yollarda yaygın olduğu dönemlerde manuel vitesle öğrenmenin tavsiye edilmesinin nedeni de tam olarak oydu; arabanın hareket mekaniğini gerçekten öğrenebilirdiniz.
Ancak devir değişti ve artık otomatik vitesli araçlar eskisine nazaran daha yaygın. Otomobil üreticileri ise vites kulakçıkları ile manuel şanzıman heyecanını otomatiklere taşıyarak eski tip seven kullanıcıların yabancılık çekmesini engelliyor. Buradaki amaç, yeni nesil sürücülerin vites değiştirmenin tadını almasını sağlamaktı.
Fakat bazı üreticiler, kulakçıklara sahip olmak için ekstra ücret ödemenizi şart koşuyorlar. 2024 Volkswagen Jetta bunun en bariz örneklerinden. Viraja girerken veya yavaş bir aracı geçerken vites küçültmek, adrenalin patlamasını daha doğal hissettirse de sıradan bir sürücünün, otomatik şanzımanın hassas zamanlamasına uyması çok zor.
Bu yüzden alışkın olmayanlar otomatik vitesi standart olarak kullanıyor ve kulakçıklara ihtiyaç duymuyor.

Otomatik park asistanı özelliği, bilhassa acemi sürücülerin en büyük kabuslarından biri olan paralel park etme derdini ortadan kaldırmak için ortaya çıkmıştı. Özelliği tanıtmak için yapılan reklamlarda da, tek düğmeyle aracın kalabalık bir otoparkta yerine girdiğini gösteren görüntülere yer verildi.
Ancak gerçekler her zaman reklamlarda gösterildiği kadar kolay olmuyor. Sistemin performansı üreticiye göre değişiyor ve neredeyse hiçbiri yoğun nüfuslu bir alanda kullanım için gereken standartları tam olarak karşılamıyor.
Her şeyden önce park asistanı, istenen alana geri geri girmeye başlamadan önce koşulları değerlendirmek için epey zaman harcıyor. İdeal park yerini belirlemek için kameralar, sensörler ve öğrenme algoritmaları kullanılıyor. Süreç uzadıkça, sürücünün zihninde bir yapay zeka sistemine aracını park ettirme konusunda şüpheler oluşmaya başlıyor.
Şayet park etmeyi inanılmaz derecede zor bulan biriyseniz bu asistanı kullanabilirsiniz. Ancak tabii ki de herkes gerçek hayatta bir yapay zeka sistemine güvenmek istemiyor.

Otomobil kullanıcılarının çoğunun önemsemediği bir diğer özellik de tescilli sesli kontrol sistemleri olarak karşımıza çıkıyor.
Akıllı telefon entegrasyonu standart hale gelmeden önce, otomobil üreticileri sürücülerin araç sistemine sesli komutlar vererek işlem yaptırabileceği özellikler ekliyordu. Amaç, eller direksiyondayken arama yapmak veya müziği değiştirmekti. Ancak bazen asistan kullanıcıya saçma sapan cevaplar verebiliyor. Örneğin annenizi aramasını istediğinde, rastgele bir lokasyona doğru navigasyon başlatabilir.
Bazı üreticiler iyi bir ses tanıma sistemi kurmayı başarsa da, çoğu sürücü kendini bağırırken, sesli komutu tekrarlarken veya eski usul yapmak istediği işlemi düğmelerle yaparken buluyor.
Apple CarPlay ve Android Auto, kullanıcıların akıllı telefonlarında kullandıkları gelişmiş sesli asistanı araç ekranına yansıtma imkanı sunarak bu gibi sorunları kökten çözdü. Böylelikle arabaların kendi sesli kontrol sistemilerine olan ihtiyaç artık yok denecek kadar azalmış durumda.

Eko modu, aracın gaz tepkisini azaltarak işlev görüyor. Motoru düşük devirde tutmak için döngüde daha erken vites değiştiriyor ve normal moda kıyasla yakıt tüketimini düşürüyor. Ancak bu tasarrufun bir bedeli de oluyor: birçok araç sahibi, deyim yerindeyse çileden çıkmalarına yol açan "yavaş hızlanma" sorunuyla cebelleşmek zorunda kalıyor.
Consumer Reports tarafından yapılan bazı gerçek dünya testlerine göre, modla marjinal olarak daha iyi yakıt ekonomisi elde edilebilir ancak durum göründüğünden biraz daha farklı. Sonuçlar, şehir içinde ve otoyolda aynı hızda giderken modun yakıt ekonomisine hiçbir fayda sağlamadığını gösterdi.
Yani kullanıcıların sürüş alışkanlıkları, yakıt tasarrufunda Eko modunu açmaktan çok daha büyük bir rol oynuyor.