Kategoriler
                
                UYGULAMALAR
                    
                İstanbul
                    AK Parti bugün 3 Kasım 2002 seçimlerinde DSP-MHP-ANAP koalisyonunun sona ererek tek başına iktidara gelmesinin 23. yıl dönümüne ulaşırken partinin, yaklaşık çeyrek asırdır sürdürdüğü bu başarısının arkasındaki etkenler merak ediliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada 3 Kasım'ın yıl dönümü için şu ifadeleri kullandı: "Bugün itibarıyla iktidardaki 23. yılımızı şanla şerefle geride bırakıyor, 24 yıla geçiyoruz. Çok partili demokrasi tarihimizde yeni bir rekora daha imza atmanın gururunu yaşıyoruz. Girdiğimiz tüm seçimlerde desteğini ve duasını eksik etmeyen tüm ferdimize teşekkür ediyorum. Bundan 23 yıl önce milletimizin teveccühüne mazhar olduysak bugün de aynı gururu, heyecanı yaşıyoruz. Türk milletine hizmet sevdalıyız. Aşkla, şevkle milletimize hizmet üretmeye ve Türkiye'yi büyütmeye devam edeceğiz."
Konuyla ilgili TGRT Haber'de ekrana gelen Medya Kritik'te de değerlendirmeler yapıldı. Şamil Tayyar, AK Parti'nin iktidara geliş serüveninden bugüne kadar geçen süreci özetledi.

Tayyar, partinin bir dönem için ses getiren ve "3Y" olarak bilinen yasaklar, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele programına işaret ederek başarıyı getiren etkenleri sıraladı. Tayyar'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"12 Eylül 1980'den 2002'ye kadar 22 yılda yaşanan bütün olumsuzluklara vatandaş bir toplu hesap gördü. 12 Eylül askeri harekat dönemi, arkasından 1994 ve 2001 ekonomik krizleri, 28 Şubat süreci, bu süreçte tekrar hortlayan askeri vesayet, ekonomideki kötülükler ve eş zamanlı olarak yaşanan siyasi istikrarsızlık yeni bir arayışı körükledi.
Bu noktada toplumsal beklentilerin yeni bir lidere evrildiği süreçte Tayyip Erdoğan bu toplumsal reaksiyonu kendi şahsında toplamayı ve toplumla birlikte hayal kurup birlikte yolculuk yapmayı başardı. Yüzde 34 buçukla 2002'de çıkılan bu yolculuk, 2004'te yerel iktidarı da getirdi. Dolayısıyla 2004'ten sonra hem merkezi iktidar hem yerel iktidardı ve güçlü bir programla çıktı. Toplum o programa ciddi bir şekilde güvendi ve inandı. Bugüne kadar da geldi.
AK Parti aslında üzerine çok sağlam bilimsel araştırmaların yapılacağı bir serüveni yaşadı. Çünkü 102 yıllık cumhuriyet döneminin neredeyse çeyrek asrını AK Parti yönetti."

Konuşmasının devamında "AK Parti'yi bu kadar güçlü kılan, Erdoğan'ı iktidarda kalıcı kılan neydi?" diye soran Tayyar, sorusuna şu karşılığı verdi:
"Yola ilk çıktığında güçlü bir seçim beyannamesiyle çıktı ve ortaya bir siyasi kimlik koydu: Muhafazakar, demokrat, özgürlükçü ve yenilikçi. Bunu yaparken yıllardır toplumun çözüm beklediği temel sorunlara ilişkin de tavır koydu.
3Y olarak hafızalara kazınan "Yasaklarla yolsuzlukla ve yoksullukla mücadele programını somutlaştırarak ciddi bir tavır aldı. Temel hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesi, daha güçlü demokratik ortamın kurulması gibi talepleri de karşılayan bir program ortaya koydu. Bu yasakları yıktıkça, yolsuzluklarla mücadele ettikçe, ekonomide de ciddi bir iyileşme sağladıkça AK Parti'nin oyları yüzde 50'ye kadar çıktı.

2019'dan itibaren artık merkezi iktidarda AK Parti varlığını sürdürse de yerel iktidarda gücünü kaybetmeye başladı. Özellikle Ankara ve İstanbul'da siyaseten ciddi irtifa kaybetti. Ama AK Parti seçim sonuçlarını hızlı bir şekilde analiz edebilen, düştüğü yerden hızlıca kalkabilen güçlü bir reflekse sahip. O nedenle de bu 23 yılık sürede de sürekli olarak kendini yenileyen ve toplumsal beklentilere uygun şekilde kendisini kontrol eden, muhasebe ve muhakemeden geçen bir siyasi organizasyon olarak toplumun karşısına çıktı, bu da başarıya dönüştü, toplum da onu sahiplendi. Recep Tayyip Erdoğan, hareketin lideri olarak ve bu başarı hikayesinin mimarı olarak 22 yıldır da en güçlü, en muktedir ismi haline geldi."