Eski Başbakan Yardımcısı ve Ak Parti Ankara milletvekili adayı Ali Babacan Bloomberg HT'ye değerlendirmelerde bulundu.
Ali Babacan, "Son saatlere kadar ara verme kararlılığım devam ediyordu. Başbakanımız devam etmemi istediğini söyledi. Vatana hizmet olunca reddedemedim. Son saatlere kadar ara verme kararlılığım devam ediyordu" ifadelerini kullandı.
Babacan, "Kişilere fazla bağlı olmamak lazım, önemli olan kurumsal yönetim, şu anda sadece ak parti milletvekili adayıyım, şu an ilerisi için yorum yapmak yanlış olur" dedi.
Babacan, açıkladıkları vaatlerin 2016 GSYİH'sına yükünün yüzde 1 civarında olduğunu ve 550 milyar liralık bütçe içinde 20 milyarlık bir kısmı kapsadığını söyledi.
İş dünyasında asgari ücret konusunda sessizliğin hakim olduğunu kaydeden Babacan, "Belirlediğimiz asgari ücret rakamının sınırlı ve tolere edilir etkisi olacak" dedi.
Babacan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Kurumsal süreklilik ak parti beyannamesinde açık şekilde ortaya konuluyor. Seçimden sonra yapılması gereken ne yazıldıysa kelimesi kelimesine uygulanması gerekiyor.
Bu beyanname 2001 ruhunu yansıtan bir beyannamedir.
Beyannamenin redaksiyon ekibinde ben de vardım. Vardıığımız değerlendirme sonucu böyle bir asgari ücretin ekonomimiz ve rekabet üzerinde etkisinin sınırlı olacağına karar verdik, hiç etkisi yok diyemeyeceğim açıkladığımız.
Vaatlerin bütçeye ilave yükü gelecek senenin GSYH'sinin yaklaşık yüzde 1'i civarınd.
Bu vaatler bütçe disiplininden vazgeçeceğiz anlamına gelmiyor. Bu rakamlar yönetilebilir rakamlar, daha önce defalarca yaptık, kaynak sorunu kesinlikle olmaz.
Gelecek yılın bütçesinde harcamalar 550 milyar TL civarında olabilir, paketin maliyeti 20 milyar TL civarında.
Bu yıl yüzde 3 büyüme rahat gerçekleşecek görünüyor
1 Kasım sonrası ortaya çıkabilecek istikrarlı tablo, faize ve kura olumlu yansır.
Cari açığımız var ama sermaye girişinde hala artıdayız.
Belirsizliklerin bir an önce geride bırakılması gerekiyor.
İhracatımız başa baş olsa bu sene yüzde 3 değil yüzde 4,5 büyüyecektik
Sadece tüketim yoluyla büyüme uzun vadede sürdürülebilir değil
Temellerimiz sağlam, bunun üzerine bir şeyler inşaa etmemiz gerekiyor, bu mikro reformlarla gerçekleşecek
Bankacılık sisteminde zayıflık, Merkez Bankası'na güven kaybı durumunda sistem sallanır, ikisi de çok sağlam.