CHP'nin Ankara'daki şaibeli kurultay davasından önce ise bu kez İstanbul için karar çıktı. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP 38. Olağan İstanbul İl Kongresi'nde seçilen başkan ve yönetimin görevden uzaklaştırılmalarına, İl Başkanlığı'na geçici yönetim kurulu atanmasına karar verdi.
Mahkeme, Gürsel Tekin'i CHP İstanbul İl Başkanlığı'na Çağrı Heyeti olarak atadı. Tekin, CHP'den ihraç edildi. Pazartesi günü Gürsel Tekin, Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap'tan oluşan bir geçici kurulun parti binasına gideceği öğrenildi. Ancak aynı gün heyette bulunan Hasan Babacan ve Müjdat Gürbüz heyetten çekildi. Kaos devam ederken, pazartesi günü Tekin'in partiye kimle gideceği merak konusu oldu.
TGRT Haber ekranlarında yayınlanan Taksim Meydanı programında konu detaylıca masaya yatırıldı. CHP Eski İstanbul İl Başkanı Ali Özcan, "Gürsel Tekin’in bu partide 40 yıllık emeği var. Her kademede bulunmuş bir isim” dedi.
İşte Özcan'ın açıklamaları: "Bu kurultaydan sonra partimizin içerisinde bir sıkıntılar oldu. Biz sıkıntılarımızı kendi içimizde halletmemiz lazım. Peki nasıl halletmemiz lazım? Kendi içimizde bizim böyle ehil insanlarımız vardır. Mesela Sayın Özgür Özel genel başkan olduğunda, bir hafta sonra kendisine gittim, 'Bu bir siyasi yol kazasıdır. Siz lütfen bundan sonra bugüne kadar size büyük emekler vermiş, hatta zaman zaman seçim olmadan sizi grup başkanı, grup başkanvekili yapmış bir eski genel başkanınıza, yedinci genel başkanınıza birlikte hareket edin. Bu sıkıntıları siz tek başınıza halledemezsiniz.'
Gürsel Tekin'in bu partide kırk yıllık bir emeği var. Bir teri var. Her kademeden geçmiş bir kardeşimiz. Gençlik kollarını desen var, il başkanı desen var, belediye başkan yardımcılığı deseniz var, İl başkanlığının dışında teşkilat, yani bizim örgütten sonra genel başkan yardımcılığı var. E Gürsel Tekin, peki bu görevi kabul etmeseydi, biraz önce Barış Yarkadaş'ımızın da söylediği gibi, peki bir başka arkadaş gelip de orada, diyelim ki herhangi bir kaymakamı, bir vali vekilini bize kayyum olarak atasalardı bu örgüt ne diyecekti? "Ben sizi içeri sokmam mı?" diyecekti? Öyle bir güçleri mi vardır? Yani devleti mi karşısına alacak? Şimdi bizim bunu sükûnetle, nezaketle halletmemizlazım."