Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Sosyal medyada son günlerde hızla yayılan “alışveriş merkezlerindeki tuvalet kâğıtlarına virüs enjekte edildi” iddiası, kısa sürede panik ve endişeye yol açtı. Vatandaşların hijyen ürünlerine temkinli yaklaşmasına neden olan söylentiler üzerine Tgrthaber.com Editörü Serhat Yıldız’a konuşan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Şakir Volkan Erdoğan, “Halk sağlığından çok, toplum psikolojisine zarar veriyor” dedi.
Bu tarz söylentilerin ortaya çıkmasının ardında genellikle toplumda panik, korku ve güvensizlik oluşturma amacı bulunduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Şakir Volkan Erdoğan, “Bazı durumlarda ticari çıkarlar da bu söylentileri besleyebilir. Örneğin, bir hijyen ürünü markası önce panik ortamı oluşturup, ardından kendi ürününü öne çıkarabilir” şeklinde konuştu.
Genel olarak DNA virüsleri ve zarfsız virüslerin, çevresel koşullara karşı daha dayanıklı olduğunu söyleyen Erdoğan, “Örneğin cinsel yolla bulaşan virüsler (Hepatit, HIV vb.) yalnızca vücut sıvıları ya da doğrudan açık cilt teması yoluyla bulaşabilir. Sağlam deriye temasla bu virüslerin bulaşması mümkün değildir” dedi.
Böyle bir durumun çok düşük bir ihtimal taşıdığını söyleyen Erdoğan, “Tuvalet kâğıdı gibi kuru, lifli ve emici yüzeyler, virüs partiküllerini kısa sürede inaktive eder. Nem, sıcaklık ve ışık gibi çevresel faktörler de virüslerin yapısal bütünlüğünü bozar. Bu nedenle tuvalet kâğıdına virüs enjekte edilmesi yoluyla bulaşma ihtimali biyolojik olarak son derece düşüktür. Böyle bir eylemin biyoteknolojik olarak da gerçekleştirilmesi oldukça zordur. Ciddi bir teknik altyapı ve laboratuvar koşulu gerektirir. Dolayısıyla bu tür iddiaların bilimsel bir temeli yoktur” ifadelerini kullandı.
Sosyal medya üzerinden yayılan dezenformasyonlar, kitlesel paniğe sebep olur, kurumlara olan güveni zedeler ve toplumsal kutuplaşmayı artırır. İnsanlar bazen bilimsel açıklamalara rağmen söylentilere inanmayı tercih edebilir. Bu durum, özellikle kriz dönemlerinde kamusal yönetimi olumsuz etkiler.
Resmi kurumların, bu tür söylentilere karşı erken, açık ve anlaşılır açıklamalar yapması gerektiğini öne süren Erdoğan, “Sosyal medya hesaplarından, söylentileri doğrudan çürüten net ifadeler kullanılmalıdır: “Böyle bir paylaşım var, ancak bu bilgi tamamen asılsızdır.” Ayrıca sağlık uzmanları ve medya arasında yakın iş birliği kurularak halkın doğru bilgiye erişimi artırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Vatandaşların sosyal medyada gördükleri her bilgiyi paylaşmadan önce kaynağını kontrol etmeleri gerektiğini söyleyen Erdoğan, “Resmi açıklamalar takip edilmeli, gerekirse kurumlara doğrudan başvurularak bilgi doğrulanmalıdır. Toplum genelinde eleştirel düşünme ve medya okuryazarlığı bilincinin artması, bu tür söylentilerin etkisini azaltacaktır” dedi.
Bu tür iddialar halk arasında kaygı ve yanlış temizlik alışkanlıkları doğurabilir. Vatandaşların doğrulanmamış bilgilere itibar etmemesi, yalnızca Sağlık Bakanlığı, bilim insanları ve güvenilir haber kaynaklarından bilgi alması gerekir.
Kişisel hijyen için temel önlemler yeterlidir:
Ellerin sık yıkanması, tuvaletlerin temiz kullanılması, ortak yüzeylere temas sonrası el hijyenine dikkat edilmesi gibi alışkanlıklar korunmalıdır.