Yeni bir araştırma taurinin molekülünün lösemi hücrelerini desteklediğini ortaya çıkardı. Bilim insanları taurinin kanser hücrelerini beslediği ve büyümesine neden olduğunu keşfetti. Taurinin bulunduran dünyanın en tehlikeli içeceğinden ise uzak durulması gerektiği belirtildi.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte insanların soğuk içeceklere olan talebi de artmaya başladı. İnsanlar serinlemek ve susuzluğunu gidermek için bu tarz içecekleri yaz aylarında tüketmeyi daha çok tercih ediyor.
Ancak bilim insanları tarafından yapılan son araştırmalar bu içeceklerden bazılarının oldukça zararlı olduğunu, kanser hücrelerini beslediğini gözler önüne serdi.
Enerji içeceklerinin çoğunda bulunan taurinin maddesinin lösemi hücrelerini büyümesini destekleyen kritik bir molekül olduğu ortaya çıktı. Bilim insanları bu molekülün kanserli hücrelerin yaşamanı sürdürmesinde vazgeçilmez bir rol oynadığını keşfetti.
Ayrıca bilim insanları taurinin yokluğunun lösemi hücrelerinin büyümesini durdurabildiğini de tespit etti.
Taurin vücut tarafından doğal olarak üretilen bir aminoasit olmasının yanı sıra, kırmızı et, balık, yumurta gibi besinlerde de bulunuyor. Vücudumuz için gerekli olan bu madde ayrıca enerji içeceklerinde de bol miktarda bulunuyor.
Araştırmacılardan Dr. Jane Liesveld "lösemi hastalarının metabolizmasının yeniden programlandığını ve bu süreçte taurin gibi maddelerin etkisinin sanılandan büyük olduğunu görüyoruz" dedi.
Taurin içeren enerji içeceklerinin lösemi hastaları üzerindeki etkisi hala netlik kazanmış değil. Ancak çalışma yüksek doz taurin tüketiminde dikkatli olunması gerektiğini ortaya koyuyor.
Özellikle enerji içeceklerinin yüksek şeker oranlarından dolayı vücuda verdiği zarar da düşünüldüğünde kesinlikle uzak durulması gereken içeceklerin başında geldiği belirtiliyor.
Araştırmanın başında olan bilim insanı Dr. Jeevisha Bajaj, taurinin lösemi hücreleri tarafından değil, kemik iliğindeki sağlıklı hücreler tarafından üretildiğini ve kanser hücrelerinin bu molekülü çevresinden "çalarak" hayatta kaldığını belirtti.
Taurin, SLC6A6 adlı özel bir taşıyıcı protein aracılığıyla hücre içine alınıyor. Bu taşıyıcı sistemin engellenmesi, kanser hücrelerini "aç bırakmak" anlamına geliyor. Araştırmacılar, bu yaklaşımın özellikle akut miyeloid lösemi (AML), kronik miyeloid lösemi (CML), ve miyolodisplastik sendromlar (MDS) gibi kemik iliğinden kaynaklanan kan kanserlerinde etkili olabileceğini vurguluyor.
ABD'deki Wilmot Kanser Enstitüsü tarafından yapılan araştırma Nature dergisinde yayımlandı.
Araştırmada genetik araçlar kullanılarak lösemi hücrelerinin taurin alımı engellendiğinde, bu hücrelerin büyümesinin durduğu gözlemlendi. Bu bulgular ile bilim insanları lösemi tedavisinde yeni bir yöntemi geliştirmeyi planlıyor.
Lösemi hücrelerinin taurin alımı engellenerek büyümesinin ve yayılmasının önüne geçilmesi planlanıyor.