Birleşik Krallık Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF), yeni nesil otonom hava aracı StormShroud’un aktif göreve başladığını duyurdu.
Sıradan bir insansız hava aracı olmanın ötesine geçen bu platform, savaş uçaklarını düşman savunma sistemlerinden koruyan ve onların görev başarısını artıran bir elektronik harp çözümü olarak tanımlanıyor.
StormShroud’un geliştirme süreci, iki farklı ülkenin mühendislik gücünü birleştirdi. Portekizli Tekever’in taktiksel AR3 İHA’sı ile Birleşik Krallık merkezli Leonardo UK’in sadece 2,5 kilogram ağırlığındaki BriteStorm elektronik harp sistemi bir araya getirildi. Ortaya çıkan bu platform, RAF’ın Eurofighter Typhoon ve F-35 Lightning gibi savaş uçaklarının düşman radarlarından gizlenerek daha güvenli şekilde operasyonlarını tamamlamasını sağlıyor.
StormShroud’un en dikkat çeken özelliklerinden biri, SEAD (Suppression of Enemy Air Defenses) yani düşman hava savunmalarını bastırma kapasitesi. Bu, onu sadece bir keşif aracı değil, aynı zamanda aktif savaş destek unsuru haline getiriyor. Otonom uçuş kabiliyeti sayesinde insan müdahalesine gerek duymadan, yoğun elektronik harp koşullarında bile yüksek başarı oranlarıyla görev yapabiliyor.
Sahadan edinilen tecrübeler de bu sistemin gelişimine yön vermiş. Özellikle Ukrayna’daki savaş koşullarında yaşananlar, StormShroud’un karmaşık RF (radyo frekansı) ortamlarında sürü şeklinde hareket edebilme yeteneğine sahip olmasını sağlamış. Bu sayede benzer sistemlere göre çok daha yüksek bir hayatta kalma oranı sunduğu belirtiliyor.
Her ne kadar ABD Hava Kuvvetleri’nin Collaborative Combat Aircraft (CCA) programıyla bazı benzerlikler taşısa da, StormShroud doğrudan Birleşik Krallık’ın Japonya ve İtalya ile ortaklaşa yürüttüğü Altıncı Nesil Savaş Uçağı Projesi (GCAP) ile uyumlu şekilde geliştiriliyor. Bu da sistemin gelecekteki savaş doktrinlerinde merkezî bir rol üstlenebileceğine işaret ediyor.