Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
University of Massachusetts (UMass) Amherst araştırmacıları tarafından geliştirilen çift yollu nanoparçacık temelli yeni nesil kanser aşısı, fareler üzerinde yapılan çalışmalarda agresif kanser türlerini yüksek oranda engellemeyi başardı.
Melanom, pankreas ve üçlü negatif meme kanseri (TNBC) gibi türler, yaygınlıkları, agresif yapıları ve tedaviye düşük cevap verme eğilimleri nedeniyle ciddi klinik zorluklar oluşturuyor. Bilim insanları uzun zamandır etkili bir tedavi geliştirmeye çalışıyordu.
UMass Amherst araştırmacılarının öncülük ettiği yeni çalışma, bağışıklık sistemini uyaran nanoparçacık bazlı aşı ile büyük bir adım attı. Araştırmanın yazarı ve UMass Amherst Biyomedikal Mühendisliği Yardımcı Profesörü Prabhani Atukorale, aşıya dair şunları söyledi:
"Bu nanopartikülleri, kansere özgü antijenlerle birleşen çoklu yol aktivasyonu yoluyla bağışıklık sistemini aktive edecek şekilde tasarlayarak, tümör büyümesini önleyebilir ve dikkat çekici hayatta kalma oranları elde edebiliriz."
Geliştirilen aşı, iki bağışıklık uyarıcı molekülü (adjuvan) minik bir lipit nanoparçacık içinde birleştiriyor. Doğuştan gelen (innate) ve adaptif (adaptive) bağışıklık tepkilerini aynı anda güçlendiren aşı, vücudun savunma mekanizmalarını koordine ediyor:
Doğal bağışıklık sistemi: Vücudun ilk savunma hattı olarak işlev görüyor ve iltihap sinyalleri salgılayan hücreleri kullanarak istilacılara hızlı ve spesifik olmayan bir şekilde cevap veriyor.
Adaptif bağışıklık sistemi: Aktive olması daha uzun sürüyor. Ancak hedefli ve uzun süreli bir cevap sağlıyor, T hücrelerini ve B hücrelerini belirli tehditleri tanımak ve hatırlamak için eğitiyor.
Fareler üzerinde yapılan denemelerde aşılar, tümör peptitleri (melanomdan alınan spesifik antijenler) veya tüm tümör hücresi lizatları (gerçek tümörleri taklit etmek için tümör proteinlerinin bir karışımı) ile birleştirildi.
Araştırmacılar daha sonra aşıyı üç agresif kanser modelinde test etti: melanom, pankreas kanseri ve TNBC. Ayrıca nano partiküllerin bağışıklık tepkilerinin aktive olduğu lenf düğümlerine ne kadar iyi ulaştığını ve "dendritik hücreler" adı verilen önemli bağışıklık habercilerini ne kadar iyi aktive ettiklerini ve T hücresi ve B hücresi tepkilerini ne kadar iyi ürettiklerini ölçtüler.
Aşı birden fazla peptit ile birleştirildiğinde, aşılanan farelerin yüzde 100'ü tümörleri reddetti. Tedavi edilmeyen veya tek adjuvanlı gruplardaki farelerin hepsi bir ay içinde yaşamını yitirdi.
İlk tümörle mücadeleden sağ çıkan fareler, aylar sonra tekrar tümörle karşılaştıklarında dahi sağlıklarına kavuştu. Araştırmacılar, bu durumun uzun süreli bağışıklık hafızasına kanıt teşkil ettiğini belirtti.
Daha zorlu agresif kanser modellerinde (melanom, pankreas ve TNBC) bütün tümör lizatı kullanıldığında, farelerin yüzde 69 ile yüzde 88'i tümörden korundu ve hepsi ikinci sistemik tümör saldırısından da sağ çıktı. T hücreleri ve B hücrelerinin tepkisi, aşının geniş, çok kollu bir bağışıklık sağladığını gösteriyor.