Kahve yalnızca enerji vermekle kalmıyor, aynı zamanda metabolik sağlığa da katkı sunuyor. Nutrients dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, özellikle sade kahve tüketiminin kadınlarda insülin duyarlılığını artırabileceğini ortaya koydu.
Güney Kore'de yapılan geniş çaplı bir çalışmada, sade kahve içmenin kadınların metabolik sağlığı üzerindeki etkileri değerlendirildi.
Kore Ulusal Sağlık ve Beslenme İnceleme Anketi (KNHANES) 2019-2021 verilerine dayanan bu analizde, 7.000'den fazla yetişkinin kahve tüketim alışkanlıkları ile glikoz metabolizması belirteçleri karşılaştırıldı.
Günde iki ya da daha fazla fincan sade kahve içen kadınların, kahve tüketmeyenlere veya kremalı, şekerli kahve içenlere göre daha iyi insülin duyarlılığına sahip olduğu belirlendi.
Bilim insanları bu olumlu etkinin kahvede doğal olarak bulunan polifenoller, özellikle de klorojenik asit ile ilişkili olabileceğini ifade ediyor. Bu bileşiklerin vücutta iltihapla mücadele ettiği ve kan şekeri kontrolünü desteklediği biliniyor.
İnsülin duyarlılığı, vücudun insülin hormonuna verdiği tepkinin ölçüsüdür. Yüksek insülin duyarlılığı, kan şekerinin dengede tutulmasını kolaylaştırırken, düşük duyarlılık yani insülin direnci, tip 2 diyabet gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Araştırmacılar, kahvenin bu faydalı etkilerinden yararlanmak isteyen bireyleri sade tüketim konusunda uyarıyor. Kremalı, şuruplu veya yüksek şekerli kahveler, bu olumlu etkiyi büyük ölçüde azaltabiliyor. Ayrıca fazla kafein tüketimi; uyku bozuklukları, sinirlilik ve kalp çarpıntısı gibi yan etkilerle de ilişkilendiriliyor.
Gününüzü başlatan o sabah kahvesi, yalnızca uyanmanıza yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda ölçülü ve katkısız tüketildiğinde metabolik sağlığınızı da destekliyor. Bu bulgular, sade kahve tüketiminin kadın sağlığı açısından ne kadar değerli bir alışkanlık olabileceğini bir kez daha gözler önüne seriyor.