Denge kurma, strateji ve eğlence denildiğinde akla gelen popüler oyunlardan biri de Jenga. Tahta blokları sıra sıra dizip çekerek kuleyi ayakta tutmaya çalışmak, basit gibi görünse de büyük heyecan yaratabilir. Peki, Jenga nasıl oynanır ve Jenga oyun kuralları nelerdir? İşte detaylar.
Dünyanın dört bir yanındaki kafelerde, evlerde ve ofislerde, eğlenceli bir mola vermek isteyenlerin sıklıkla tercih ettiği Jenga, dayanıklı tahta bloklardan oluşan bir kuleyi yıkmadan sürdürmeye dayanan bir masa oyunu. Kökeni her ne kadar basit bir aile oyunu fikrine dayansa da, günümüzde profesyonel turnuvaları dahi düzenleniyor. Sevilen yönü: herkesin kolayca oynayabilmesi ve oyunun kural setinin karmaşık olmaması. Buradaki temel prensip, yığın hâlindeki tahta bloklardan birini çekip kule tepesine yerleştirmekten ibaret gibi görünür. Fakat hangi bloğu ne zaman çekip hangi kata yerleştirdiğiniz, oyunun kaderini değiştirir. Kuleyi düşüren kaybeder, bu nedenle dengeyi korumak ve kuleyi güvenle yükseltmek son derece kritik. İşte bu içerikte, Jenga dünyasına dair bilmeniz gereken başlıca noktaları ele alıyoruz.
Jenga, genellikle 54 adet ahşap bloktan oluşan ve 3’lü sıralar hâlinde üst üste dizilerek bir kule oluşturulan bir masa oyunu. Temel fikir, sırayla blokları kulenin alt veya orta katmanlarından çekip en üste koymak. Kule yükseldikçe dengesini kaybetme riski artar. Sonunda kuleyi deviren kaybeder, ayakta tutan veya stratejik hamlelerle rakibini zora sokan ise galip sayılır.
Oyun, yaratıcısı Leslie Scott tarafından 1980’li yıllarda piyasaya sürüldü. “Jenga” isminin, Svahili dilinde “inşa etmek” anlamına gelen “kujenga” kelimesinden geldiği bilinir. Günümüzde onlarca varyasyonu bulunan bu oyun, çocukların motor becerilerini geliştirmekten arkadaş gruplarının rekabetine kadar pek çok amaca hizmet eden bir eğlence aracı hâline gelmiştir.
Oyuna başlarken 18 katlı (her kat 3 blok) bir kule dizilir. İlk hamle, dileyen oyuncu tarafından yapılabilir. Sırasıyla her oyuncu, kulenin herhangi bir katından bir blok alıp en üste yatay yönde yerleştirir. Önemli olan, tek el kullanarak işlemi gerçekleştirmektir; diğer elinizi destek için kullanırsanız kural hatası sayılabilir.
En çok merak edilen konulardan biri de “Jenga nasıl oynanır ve kule nasıl ayakta kalır?” sorusudur. Dengeyi korumak için ağır blokları alt katlardan çekmek yerine, nispeten gevşek blokları tercih etmelisiniz. Tabii risk almak isterseniz, biraz zorluk kattığınız hamlelerle rakibinizin sonraki turunu sıkıntıya sokabilirsiniz. Kule devrilince oyuna nokta konur.
Bu basit gibi görünen kurallar, özellikle son katlarda nefes kesen bir heyecan yaratır. Çünkü her hamle, risk ve stratejiyi beraberinde getirir.
Klasik ahşap Jenga’nın yanı sıra “renkli Jenga” adı verilen bir varyasyon da bulunur. Burada bloklar farklı renklerde olabilir ve bazı versiyonlarda zar atılarak hangi renk bloğu çekmeniz gerektiğine karar verilir. Bu, oyuna ekstra bir şans ve heyecan faktörü katar. Rengini doğru seçemezseniz, çektiğiniz blok kulenin dengesini beklediğinizden daha fazla bozabilir.
Renkli Jenga ayrıca çocuklar için eğitici bir boyuta da sahip olabilir. Renkleri tanımak, zar kullanılarak basit sayısal değerleri öğrenmek gibi ek avantajlar sunar. Ancak hangi varyasyonu oynarsanız oynayın, temel mantık kulenin devrilmemesini sağlamak ve her hamlede risk katsayısını belirlemektir.
Standart Jenga dizilişi, 3 bloklu katmanlardan ibaret olsa da, oyun bittikten sonra yaratıcılığınızı konuşturmanız mümkün. Bloklarla farklı siluetler, küçük kuleler veya basit heykelcikler tasarlayabilirsiniz. Bu da “Jenga sadece bir masa oyunu mu?” sorusunun ötesine geçerek, oyuncuların yaratıcılığını ortaya koyan bir aktiviteye dönüşür.
Elbette bu şekiller için genelde oyunun bittikten sonraki aşamaları seçmek mantıklı. Zira oyun sırasında kuleyi devirmeden blokları almaya çalışırken zaten yeterince hassasiyet sergilemeniz gerekiyor. Oyun dışı bir etkinlik olarak blokları kullanmak, çocukların el-göz koordinasyonunu ve hayal gücünü de geliştirir.