ABD Başkanı Donald Trump’ın gündeme getirdiği “Altın Kubbe” (Golden Dome) füze savunma sistemiyle ilgili detaylar netleşiyor. Projenin en kritik parçalarından biri olan gözetim katmanını inşa etmek üzere Elon Musk’ın şirketi SpaceX, Palantir ve Anduril ile birlikte en güçlü adaylardan biri olarak öne çıktı.
ABD Başkanı Trump’ın gündeme getirdiği Altın Kubbe planı ile ilgili henüz net bir karar olmasa da arka planda yeni gelişmeler yaşanıyor. SpaceX öncülüğündeki üçlü yapı, Trump yönetimiyle sıkı bağları ve teknik kapasitesi sayesinde dikkat çekiyor. Reuters’ın iddiasına göre, şirketlerin Pentagon ve Beyaz Saray’la üst düzey temaslar kurduğu, planı daha da şekillendirmek için görüşmeler yaptığı belirtiliyor.
SpaceX liderliğindeki grubun vizyonu iddialı: 400 ila 1.000 arasında uydudan oluşan bir ağ kurulması planlanıyor. Bu uydu filosu, dünya yörüngesinde füze fırlatmalarını anında algılayacak, uçuş yollarını izleyecek ve olası tehditleri analiz edecek. Ek olarak, yaklaşık 200 saldırı uydusunun füzeler veya lazer sistemleriyle donatılması da gündemde. Ancak SpaceX'in doğrudan bu saldırı uydularını üretmeyeceği, daha çok gözetim kısmında rol alacağı aktarılıyor.
Projenin en dikkat çeken detaylarından biri de SpaceX’in önerdiği iş modeli. Şirket, devlete yönelik savunma hizmetlerini bir tür “abonelik” düzeniyle sunmayı teklif ediyor. Bu model, Pentagon’un klasik tedarik zinciri anlayışından oldukça farklı. Sistemin daha hızlı kurulmasını sağlayabileceği düşünülse de, uzun vadede devletin fiyatlandırma ve geliştirme süreçleri üzerindeki kontrolünü sınırlayabileceği yönünde endişeler var.
Altın Kubbe projesi için Epirus, Ursa Major ve Armada gibi savunma şirketleri de dahil olmak üzere 180’den fazla firma ilgi göstermiş durumda. SpaceX’in hedefi ise sistemin “gözetim katmanı”nı üstlenmek. Bu katman, ABD hava sahasını anlık tehditlere karşı tarayacak ve veri akışını sağlayacak kilit bileşen olacak.
SpaceX’in yaptığı tahminlere göre bu gözetim sisteminin maliyeti 6 ila 10 milyar dolar arasında değişebilirken, tüm projenin toplam harcaması yüz milyarlarca doları bulabilir. İlk sistemlerin 2026’da konuşlandırılması planlanıyor; ancak projenin tamamlanmasının 2030’ları bulması bekleniyor.