Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Küresel belirsizliklerle 2025’te rekor seviyelere çıkan altın fiyatları yatırımcıları cezbediyor. Ancak Warren Buffett, altının uzun vadede gerçek bir değer üretmediği görüşünde ısrarcı.
Küresel piyasalarda tablo net değil. Enflasyon beklentileri hâlâ yüksek, jeopolitik riskler gündemden düşmüyor. Bir de ABD Merkez Bankası’nın, yani Federal Reserve’in bağımsızlığına dair tartışmalar eklenince, yatırımcıların rotası yeniden altına dönmüş durumda. 2025’te fiyatların tarihi zirveleri test etmesi de bu ilginin doğal sonucu olarak görülüyor.
Altındaki bu güçlü yükselişe rağmen, dünyanın en tanınmış yatırımcılarından Buffett aynı noktada duruyor. Investopedia’nın aktardığı değerlendirmelere göre Buffett, altının ekonomik anlamda katma değer üretmediğini düşünüyor. Yani ortada bir fabrika yok, bir hizmet yok, düzenli bir gelir akışı hiç yok.
Buffett, Berkshire Hathaway’in 2011 yılı hissedar mektubunda bu yaklaşımı net biçimde ortaya koymuştu. Altını, işlevselliği sınırlı ve üretken olmayan bir varlık olarak tanımlamış; nakit akışı yapmayan yatırımların uzun vadede kalıcı servet oluşturamayacağını vurgulamıştı. Aynı dönemde CNBC’ye verdiği röportajda ise altını “korkuya dayalı bir yatırım” olarak nitelemişti.
Bu net duruşa rağmen, Berkshire Hathaway’in 2020’de dünyanın önde gelen altın madencilerinden Barrick Gold’a yaklaşık 565 milyon dolarlık yatırım yapması dikkat çekmişti. O dönem “Buffett fikrini mi değiştirdi?” soruları gündeme geldi. Ancak bu hamle uzun soluklu olmadı. Şirket, aynı yılın son çeyreğinde hisselerini satarak bu pozisyondan tamamen çıktı.
Pandemi sonrası küresel ekonomi, eski dengelerinden epey uzak. 2022’de yüzde 9’a kadar çıkan küresel enflasyon, Kasım 2025 itibarıyla yüzde 2,7’ye gerilese de merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyrediyor. İşte bu tablo, altını yeniden “güvenli liman” olarak öne çıkarıyor.
Uzmanlar da burada daha dengeli bir bakış öneriyor. Buffett’ın eleştirileri hatırlatılıyor ama altının portföylerde sınırlı oranda yer almasının, özellikle belirsizlik dönemlerinde riski dengeleyici bir rol oynayabileceği ifade ediliyor. Genel kanı şu: Altın, büyüme ve düzenli gelir vadetmiyor; ancak fırtınalı dönemlerde bir tür sigorta işlevi görebiliyor.