Enerji Performansı Yönetmeliği (BEP-TR) ile gayrimenkul sektöründe değerleme süreçleri yeniden şekilleniyor. Zorunlu hale gelen enerji verimliliği kriterleri, yatırım kararlarında belirleyici rol üstlenecek.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yayımlanan Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği (BEP-TR), Türkiye’nin enerji politikalarında önemli bir dönüm noktası olarak yürürlüğe girdi. 30 Haziran’da uygulamaya alınan düzenlemeyle birlikte, yeni yapılacak binalarda enerji tasarrufu sağlayan sistemlerin zorunlu hale geleceği bildirildi.
Gelişmeyi yorumlayan Denge Değerleme Yönetim Kurulu Üyesi Simla Budakoğlu, “Enerji Kimlik Belgesi düzenlemesinde kullanılan yeni yazılım altyapısı, yalnızca çevresel sürdürülebilirliğe değil, gayrimenkul değerleme ve yatırım süreçlerine de doğrudan katkı sunacak” açıklamasında bulundu.
Budakoğlu, 2017 yılında yürürlüğe giren yönetmeliğin 25 Nisan ve 24 Haziran tarihlerinde yapılan değişikliklerle devrim niteliğinde bir güncellenme yaşadığını belirtti. Yeni sürüm BEP-TR 2.0 ile: Meteorolojik veri noktası sayısı 84’ten 730’a çıkarıldı, rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklar hesaplamalara dahil edildi, TS 825 Isı Yalıtım Standardı performans değerlendirmelerine entegre edildi.
Böylece, yapıların enerji verimliliği çok daha hassas biçimde hesaplanabilecek.
Budakoğlu, bu gelişmelerle birlikte yatırımcı, mal sahibi ve kiracıların daha doğru verilere ulaşabileceğini vurgularken, tebliğin ana hedefinin enerji verimliliğini %40 seviyelerine çıkarmak olduğunu aktardı.
Enerji performansının, kurumsal yatırımcıların Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetim (ÇSYS) standartlarını dikkate almasıyla birlikte sadece teknik değil, stratejik bir karar faktörüne dönüştüğünü ifade eden Budakoğlu, şunları söyledi: “A ve B sınıfı enerji performansına sahip mülkler, düşük işletme giderleri sayesinde değerini artırıyor. Bu tür yapılar, özellikle kurumsal kiracılar tarafından daha fazla tercih ediliyor.”
Ofis, otel ve AVM gibi ticari mülklerde enerji verimliliği, nakit akışı potansiyelini ve Net Bugünkü Değer (NBD) hesaplamasını doğrudan etkileyerek değerleme uzmanlarının hesaplamalarında kritik bir parametre haline geliyor.
LEED ve BREEAM gibi uluslararası sertifikaların da yapıların değerine güçlü pozitif etkiler sağladığına dikkat çeken Budakoğlu, bu tür belgelerin sadece çevresel etkiyi değil, aynı zamanda mülkün pazardaki rekabet gücünü de artırdığını belirtti. Kurumsal yatırımcıların sürdürülebilirlik hedefleriyle uyum sağlayan yapılar, daha yüksek kira geliri ve satış değerine ulaşabiliyor.
BEP-TR 2.0’ın sunduğu detaylı veri setleri ve analiz kabiliyeti, Türkiye’deki taşınmaz yatırımlarına ilgi duyan yabancı yatırımcılar için de güven ortamı sağlıyor. Budakoğlu, bu gelişmenin enerji ve bakım maliyetleri gibi öngörülmesi güç riskleri azaltarak Türkiye pazarında teknik şeffaflığı artıracağını vurguladı.