Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Gümüşhane'nin Kürtün ilçesine bağlı Cami Yanı Mahallesi'nde yıllardır süregelen bu özel zanaat, geri dönüşümün en sanatsal örneklerinden birini teşkil ediyor.
Hurdacılardan toplanan eski musluklar, bataryalar ve pirinç içeren diğer atık metaller, yüksek ateşte eritilerek sıvı hale getiriliyor.
Ustalar, vadiye adını veren Harşit Çayı'nın yatağından topladıkları özel kumu kullanarak zillerin kalıplarını büyük bir titizlikle hazırlıyor.
Eritilen sıcak metal, ustaların ayaklarıyla çiğneyerek sıkılaştırdıkları bu kum kalıplara dökülerek zilin ilk hali oluşturuluyor.
Bu zanaatı özel kılan en önemli aşama, "akort" olarak da bilinen ses ayarlaması.
Her bir zil, istenen net ve yankılı sesi vermesi için ustalar tarafından özel tekniklerle ayarlanıyor.
Geleneksel olarak büyükbaş ve küçükbaş hayvanların boynuna takılan bu ziller, son yıllarda otantik bir dekorasyon objesi olarak da büyük ilgi görüyor.
Kürtün'de kuşaktan kuşağa aktarılan bu zanaat mahalle sakinlerinin en önemli geçim kaynaklarından biri olmayı sürdürürken üretilen ziller, Türkiye'nin farklı illerine gönderilmesinin yanı sıra bazı Avrupa ülkelerinde de ilgi görüyor.
Ustaların atık malzemelerden yaptığı bu sanat eserleri hem sürdürülebilir bir üretim modeli sunuyor hem de bölgenin kültürel mirasını geleceğe taşıyor.
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine aday gösterilebilecek bu zanaatla Kürtün'de yapılan ziller, atık bir metalin nasıl değerli bir melodiye dönüşebileceğinin en etkileyici kanıtı olarak çınlamaya devam ediyor.
Mahallede 35 yıldır geleneksel zil üretimi yapan Salim Düzgün, "Bu sanat baba mesleği. 35 senedir yapıyorum. Eski hurda muslukları eritip çana, zile döndürüyoruz. Ben bu sanatı babamı seyrederek öğrendim. Alıştığım için bana zor gelmiyor artık. Önce kalıp yapıyoruz, sonra metalleri eritip kalıba döküyoruz. Bu sürecin tamamı ince işçilik gerektiriyor. Bu yaptığımı zilleri Türkiye'nin her yerine gönderiyoruz. Yurt dışına da gönderiyoruz." dedi.