ABD doları, küresel para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam ediyor. Birden fazla faktörün aynı anda devreye girmesiyle birlikte dolardaki düşüş süreci hız kazandı.
ABD Başkanı Donald Trump’ın agresif ticaret politikalarından kısmen geri adım atması ve Wall Street’te toparlanma sinyallerine rağmen, doların değer kaybı hız kesmedi. Amerikan para birimi, 2025’in ilk yarısında yüzde 10’dan fazla düşerek son yarım yüzyılın en sert yıl başlangıcını yaşadı. Böyle bir düşüş en son, ABD'nin doların altınla bağını kopardığı 1973 yılında görülmüştü.
Doların zayıflamasının ardında, Trump yönetiminin yüksek gümrük tarifeleri ve daha içe kapanık bir dış politika çizgisiyle küresel düzene müdahale etme girişimleri yatıyor. Bu adımlar, enflasyon baskısı ve artan kamu borçlarıyla birleşerek ABD'nin küresel ekonomik liderliğine duyulan güveni sarsıyor.
Standard Chartered’ın G10 Döviz Araştırmaları Küresel Başkanı Steve Englander, "Zayıf ya da güçlü dolar mesele değil. Asıl mesele, dünyanın sizin politikalarınıza nasıl tepki verdiğidir," diyerek durumu özetledi.
Doların değer kaybı, Amerikalılar için yurt dışına seyahati daha pahalı hale getirirken, ABD’ye yapılacak yabancı yatırımları da daha az cazip kılıyor. Bu da hükümetin borçlanma planlarını zorlaştırabilir. Zayıf dolar, ihracatı desteklese de ithalatı pahalılaştırıyor ve bu da iç pazarda fiyat baskısını artırıyor. Ancak ticaret savaşlarının belirsizliği, bu etkilerin klasik kalıplardan sapmasına yol açıyor.
Başkan Trump’ın sürpriz şekilde açıkladığı yüksek tarifeler, yatırımcıları alarma geçirdi. Bu adımların enflasyonist etkiler oluşturabileceği ve faizlerin uzun süre yüksek kalmasına neden olabileceği endişesi, piyasaları derinden etkiledi. Gümrük tarifelerinin ekonomik istikrarı tehdit etmesi, ABD varlıklarının güvenli liman olma algısını da zedeledi.
Analistlere göre, Trump’ın politikaları ABD'nin "istisnai" konumunu yitirerek sıradanlaşması yönünde bir kaygı doğurdu.
Artan tarifeler, ithalatı azaltarak dolar talebini de düşürüyor. Bu, ABD dışındaki piyasalara sermaye akışını hızlandırabilir. Nitekim Avrupa borsalarında yükseliş görülürken, dolar bazında bu kazançların daha da değerli hale geldiği dikkat çekiyor. Örneğin Stoxx 600 endeksi yüzde 15 yükselirken, dolar karşısındaki kazanç yüzde 23’e ulaştı.
Genellikle kriz dönemlerinde güvenli liman olarak görülen dolar, bu rolünü kaybetmeye başladı. Artan belirsizlik ortamında yatırımcılar alternatif varlıklara yöneliyor. BlackRock’tan Rick Rieder, “Tam anlamıyla bir dolarsızlaşma senaryosu hâlâ uzak olabilir, ancak artan kamu borcu bu riski güçlendiriyor” uyarısında bulundu.