Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul

2025 yılı, altının rekorlarla damga vurduğu bir yıl oldu ama açıkçası asıl sürpriz gümüşten geldi. Ons fiyatı tarihte ilk kez 60 dolar sınırını geçerek yatırımcıların gözünü üzerine çevirdi. Spot piyasada görülen bu rekor, Fed’in yıl sonuna yaklaşılırken neredeyse kesinleşen faiz indirimi beklentisiyle daha da güçlendi.

Faizlerin düşeceği, doların da zayıflayacağı yönündeki öngörülerin artmasıyla yatırımcılar, güvenli liman arayışında altın ve gümüş gibi varlıklara yönelmeye başladı. Küresel ekonomiye ilişkin endişeler ve ABD’nin ticaret politikaları da tabloyu iyice hareketlendirdi.
Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nden Yeow Hee Chua, gümüşteki talep patlamasının nedenini “Faiz indiğinde bankada nakit tutmanın bir anlamı kalmıyor. Kısa vadeli tahviller de cazibesini yitiriyor. Doğal olarak değerini koruyan gümüş gibi enstrümanlara yönelim artıyor.” diyerek açıkladı. Altının geçtiğimiz günlerde 4.000 doları aşarak yeni rekor kırmasında da aynı güvenli liman arayışının etkili olduğu biliniyor.

OCBC Bank analisti Christopher Wong’a göre, gümüşteki yükselişin önemli bir bölümü altındaki ralliyle bağlantılı. Yani aslında bir “yayılma etkisi” söz konusu. Altın pahalı hale geldikçe yatırımcılar daha ulaşılabilir bir alternatif buluyor ve bu kez rota gümüşe dönüyor. Altın yıl boyunca yüzde 50’den fazla değer kazanırken, platin ve paladyum da kendi çapında ivme yakaladı. Fakat hiçbiri, performansıyla gümüşün yanına yaklaşamadı.

Asıl büyük kırılma ise teknoloji kaynaklı talepte yaşandı. Gümüş bir yatırım aracı olmanın ötesinde, kritik bir endüstriyel ham madde. Elektriği altın ve bakırdan daha iyi iletmesi nedeniyle elektrikli araçlardan güneş panellerine, gelişmiş batarya teknolojilerine kadar birçok alanda vazgeçilmez durumda. Singapur Yönetim Üniversitesi’nden Kosmas Marinakis bu durumu “Gümüş artık yalnızca yatırımcının değil, üreticinin de gözünden düşmeyen bir kaynak. Talep çok hızlı artıyor.” Diyerek özetledi. Elektrikli araç satışlarının yükselişe geçmesi ve yeni nesil batarya teknolojilerinin devreye alınması, yıl içinde gümüş tüketimini arzın üzerine çıkardı. Bu dengesizlik fiyatlara birebir yansıdı.

Gümüşün üretimi kolay değil; üstelik çoğu zaman bakır, altın veya kurşun madenlerinin yan ürünü olarak elde ediliyor. Bu nedenle arz kısa vadede artırılamıyor. Tam da bu kırılgan ortamda, ABD Başkanı Donald Trump’ın ticaret politikalarına gümüşün de dahil olabileceği yönündeki söylentiler piyasalarda paniğe neden oldu. Washington’ın tarifeleri gündeme getirebileceği ihtimali, ülkede hızlı bir stoklama sürecini tetikledi. ABD, tükettiği gümüşün üçte ikisini ithal ediyor. Üreticiler, olası kesintilere karşı depolarını doldurmaya başlayınca küresel ölçekte arz iyice sıkıştı. Fiyatların son haftalarda bu kadar hızlı yükselmesinin nedenlerinden biri de işte bu stok hareketi oldu.