Silivri açıklarında meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından gözler yeniden İstanbul’a çevrildi. Türkiye genelinde konut satışlarının yüzde 17,89’unun gerçekleştiği megakentte, bu yılın ilk çeyreğinde en çok satış Esenyurt, Bahçelievler, Pendik, Beylikdüzü ve Başakşehir’de yapıldı. Alımların özellikle Marmara Denizi’ne kıyısı olan güney ilçelerde yoğunlaştığı görülürken, Adalar, Çatalca, Beykoz, Şile ve Beyoğlu ise alıcıların en az ilgi gösterdiği bölgeler arasında yer aldı.
Silivri açıklarında meydana gelen ve İstanbul dışında çevre illerde de hissedilen 6,2 büyüklüğündeki depremin ardından gözler bir kez daha İstanbul’un deprem gerçeğine çevrildi. Bu sarsıntı, Türkiye genelinde ve özellikle İstanbul'da "depreme hazırlık" konusunun ne denli hayati olduğunu tekrar hatırlattı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2024 yılına ait verilerine göre İstanbul’da yaklaşık 6 milyon konut ve 1,5 milyon iş yeri bulunuyor. Bunlardan 600 bininin "riskli yapı" kategorisinde yer alması, kentsel dönüşüm ve yapı güvenliğinin aciliyetini gözler önüne seriyor.
TÜİK’in Mart ayına ilişkin açıkladığı verilere göre, Türkiye genelinde toplam 110 bin 795 konut el değiştirdi. İstanbul ise 19 bin 820 satışla zirvede yer aldı. Bu rakam, ülke genelindeki konut satışlarının yüzde 17,89’unun İstanbul’da gerçekleştiğini ortaya koyuyor.
2025 yılının ilk üç ayında İstanbul’da konut satışlarının en yoğun olduğu ilçeler belli oldu. Listenin başında, 7 bin 378 konut satışıyla Esenyurt yer alıyor. Onu sırasıyla Bahçelievler (2.548), Pendik (2.480), Beylikdüzü (2.471), Başakşehir (2.448) ve Kartal (2.418) takip ediyor. Kadıköy, Maltepe, Ümraniye ve Küçükçekmece de en fazla satış yapılan ilk 10 ilçe arasında bulunuyor.
Özellikle depremi en şiddetli hisseden bölgeler arasında olan Esenyurt ve Beylikdüzü gibi ilçelerdeki yüksek satış rakamları, yapı stokunun yenilenme ihtiyacına rağmen bu bölgelerin hala yoğun şekilde tercih edildiğini gösteriyor.
Buna karşılık, konut satışının en düşük olduğu ilçeler arasında Adalar (69 konut), Çatalca (129), Beykoz (280) ve Şile (321) gibi daha az nüfuslu ve fay hatlarına uzak bölgeler yer alıyor. Bu ilçeler, İstanbul’un kuzey kesimlerinde bulunmaları ve daha az yapılaşmaya sahip olmaları nedeniyle konut yatırımlarında geri planda kalıyor.
Satışların daha çok İstanbul’un güneyindeki sahil ilçelerinde yoğunlaşması, şehir içi ulaşım ağlarına yakınlık ve sosyal imkanların fazla olması gibi etkenlere bağlanıyor. Ancak bu eğilim, olası büyük bir deprem karşısında riskin yoğunlaştığı bölgelerin de aynı şekilde rağbet görmeye devam ettiğini ortaya koyuyor.