Doların zayıflaması ve Asya para birimlerinin değer kazanması, yatırımcıları Çin hariç Asya borsalarına yönlendirdi. Bölgeye üç haftadır aralıksız sermaye girişi yaşanıyor.
Ticaret savaşlarının neden olduğu endişelere rağmen, küresel fonlar yeniden Asya borsalarına yönelmeye başladı. Özellikle doların zayıflaması ve bölge para birimlerinin güçlenmesi, yatırımcılar için Asya’yı daha cazip hale getirdi. Son üç haftadır Çin dışındaki Asya borsalarına kesintisiz şekilde sermaye girişi yaşanıyor.
Bloomberg’in verilerine göre, Mart 2024’ten bu yana ilk kez bu kadar uzun soluklu bir sermaye girişi görülüyor. Çin hariç Asya hisselerini izleyen MSCI endeksi bu süreçte yüzde 16’ya yakın yükselerek küresel hisse senedi endekslerinin neredeyse iki katı performans gösterdi. Japonya'nın dahil edilmediği bu grupta, yatırımcı ilgisi hız kesmeden devam ediyor.
UBS'ten Asya Pasifik Stratejisti Suresh Tantia, bölgedeki para birimlerinin değer kazandıkça sermaye akışının da hızlandığını belirtiyor. Tantia’ya göre, para birimlerinin tek haneli seviyelerde değerlenmesi şirketler açısından tolere edilebilir bir durum ve piyasaları olumlu etkiliyor.
Asya mali piyasaları, Nisan ayında Trump’ın yeni gümrük tarifesi açıklamalarıyla sarsılsa da, bu etki kısa sürdü. ABD ekonomisine yönelik büyüme kaygıları ve doların değer kaybetmesiyle birlikte yatırımcılar yeniden Asya’ya yöneldi. 2 Nisan’dan bu yana Tayvan doları yüzde 9’un üzerinde değer kazanarak dikkat çekerken; Güney Kore wonu, Singapur doları ve Malezya ringgiti de yüzde 3’lük bir artış sergiledi.
Societe Generale Gelişen Piyasalar Araştırma Başkanı Phoenix Kalen, Asya para birimlerinde kısa vadede daha fazla değerlenme potansiyeli olduğuna dikkat çekiyor. ABD dolarına olan talebin azalması, olumlu ticaret gelişmeleri ve spekülatif pozisyonlanmalar bu beklentiyi destekliyor.
HSBC’nin değerlendirmelerine göre, mevcut gümrük vergileri ABD’li şirketlerin kârlarını yüzde 10–15 oranında azaltabilirken, gelişen piyasa şirketleri bu durumdan yüzde 7 gibi daha düşük bir seviyede etkileniyor. Bu da Asya hisselerinin küresel dalgalanmalara karşı daha dayanıklı olduğunu gösteriyor.