Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Almanya'dan İstanbul'a tatile gelen Böcek ailesi kaldıkları otelde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştı. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen 3 yaşındaki Masal, 6 yaşındaki Kadir Muhammet, anne Çiğdem Böcek ve baba Servet Böcek hayatını kaybetmişti. Yaşanan skandalla ilgili soruşturma devam ederken, ortaya çıkan detaylar da şaşkına çevirdi. Adli Tıp raporunda gıda zehirlenmesi tespit edilmeyince gözler oteli ilaçlayan firmaya çevrildi. Firmanın sosyal medya, Google ve şikâyet sitelerindeki yorumlarında ilginç detaylar olduğu görüldü.
Türkiye gazetesinde yer alan habere göre; soruşturma derinleştikçe, DSS isimli ilaçlama firmasının sadece ruhsatsız çalışmakla kalmadığı, aynı zamanda müşterileri “ticari sır” bahanesiyle yanıltarak ölümcül sonuçlara yol açabilecek uygulamalar yaptığı ortaya çıktı. Olay günü kullanılan zehirli kimyasalın firmanın daha önce de farklı adreslerde benzer zehirlenmelere sebep olduğu şikâyet kayıtlarıyla doğrulanırken, sosyal medya ve şikâyet sitelerine yansıyan yorumlar şirketin uzun süredir kontrolsüz bir şekilde faaliyet yürüttüğünü gösteriyor.

1 Eylül’de firmayı arayan bir kadın, hangi ilaçları kullandıklarını sorduğunda, yetkiliden “Bu ticari sır, özel bir sistem uyguluyoruz. İstanbul’da bizim yöntemimizi kullanan sadece 3-4 firma var, sırrımızı veremeyiz” cevabını aldı ve bu konuşmayı daha sonra ifşa etti. Aynı şekilde başka bir müşteri, kullanılan maddelerin ne kadar güvenli olduğunu sorduğunda yine “ticari sır” cevabıyla karşılaştı; hatta firma yetkilisinin “İsterseniz başka şirkete gidin, yine bize döneceksiniz” şeklindeki kibirli yaklaşımı dikkat çekti.

Şikâyetlerin ortak noktası, firmanın defalarca alüminyum fosfit gibi insan sağlığı açısından son derece tehlikeli bir kimyasalı konutlarda kullandığı ve bunu “kesin çözüm” sloganıyla pazarladığı yönünde. İddialara göre şirket, hiçbir prosedüre ve yasal kurala uymadan kendi geliştirdiklerini iddia ettikleri bir “formülle” ev ve iş yerlerini ilaçlamış. Bütün bu bulgular, yaşanan trajedinin bir ihmal zincirinden değil, uzun süredir sürdürülen bilinçli ve kuralsız bir çalışma düzeninden kaynaklandığı şüphesini güçlendiriyor.