Kategoriler
UYGULAMALAR
İstanbul
Yapay zekâ teknolojileri her geçen gün hayatın daha fazla alanına giriyor. Ancak bu hızlı gelişimin karanlık bir yüzü de var. Geçtiğimiz haftalarda Nobel Fizik Ödülü sahibi Geoffrey Hinton’un “felaket senaryosu” uyarısının ardından, bu kez benzer bir ses ekonomi cephesinden geldi. Bu yılın Nobel Ekonomi Ödülü kazananlarından Peter Howitt, yapay zekânın yol açabileceği sosyo-ekonomik çöküşe karşı yöneticileri harekete geçmeye davet etti.
Howitt’e göre tehlike büyük. Ekonomist, özellikle yapay zekânın istihdam üzerindeki yıkıcı etkisine dikkat çekiyor. Ona göre bu süreç kontrol altına alınmazsa toplumun temellerinde ciddi sarsıntılar yaşanabilir:
“Bu teknolojinin inanılmaz olanakları var, bunu kimse inkâr edemez. Ama aynı zamanda yüksek nitelikli işleri bile ortadan kaldırma veya kökten dönüştürme potansiyeli de çok güçlü. Bu, toplumun kendi başına çözemeyeceği bir çatışma. Devletlerin müdahalesi şart. Aksi halde özel sektör kendi çıkarlarını korurken sosyal maliyet giderek büyür.”
Howitt, yapay zekânın sadece düşük vasıflı işleri değil, yüksek nitelikli meslekleri de dönüştürme kapasitesine sahip olduğunu vurguluyor. Üretkenliği artırsa bile, gelir dağılımında büyük bir uçurum yaratabileceğini söylüyor. Ona göre çözüm, teknolojinin hem ekonomik hem de etik boyutlarıyla düzenlenmesinden geçiyor.
Teknolojik gelişmelerin toplumlar üzerindeki etkisini uzun yıllardır inceleyen Howitt, “Yenilik ve Yıkım Teorisi”yle tanınıyor. Fransız ekonomist Philippe Aghion’la birlikte geliştirdiği bu teori, teknolojik ilerlemenin “yaratıcı yıkım” süreçleriyle ekonomileri nasıl dönüştürdüğünü açıklıyor. Nobel’i de tam olarak bu çalışması sayesinde kazandı.
Howitt, tarihin her büyük teknolojik devriminde fırsatlarla birlikte krizlerin de yaşandığını hatırlatıyor:
“Buhar gücü, elektrik ya da internet devrimleri... Hepsi kendi döneminde büyük dönüşümler getirdi. Fakat bu kez değişim çok daha hızlı gerçekleşiyor. Nasıl bir yol izleyeceğimizi henüz kimse bilmiyor.”
Howitt’in bu açıklamaları, yapay zekâ tartışmalarının dünya genelinde alevlendiği bir döneme denk geldi. Aynı gün Kaliforniya’da, yapay zekâyı düzenlemeye yönelik ilk yasa yürürlüğe girdi. Beyaz Saray’ın “erken kısıtlama” politikasına ters düşen bu adım, gelecekte daha kapsamlı düzenlemelerin önünü açabilir gibi görünüyor.