Son yıllarda Türkiye'nin dört bir yanında art arda yaşanan orman yangınları, sadece doğayı değil, kırsal yaşamı ve doğa turizmini de tehdit ediyor. Bu yangınlar özellikle orman içi veya ormana sıfır mesafedeki yerleşim alanlarında yaşayan vatandaşları ve bungalov turizmi yapan kişileri etkiliyor.
Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, başta Akdeniz ve Ege olmak üzere birçok bölgede vatandaşlar yangın riskine karşı evlerini elden çıkarıp daha güvenli bölgelere taşınmayı düşünüyor. Emlak sitelerinde ormana yakın köy evlerinin ilanlarında dikkat çekici bir artış yaşanırken, bu bölgelerde mülklerin el değiştirme oranı da giderek yükseliyor.
Fethiye’de faaliyet gösteren emlak danışmanı Emine Koca, durumun ciddiyetine şu sözlerle dikkat çekti:
“Yaz aylarında ormana komşu köylerdeki evlere yoğun ilgi olurdu. Ancak son iki yılda işler tersine döndü. Telefonlarımız sürekli çalıyor, ama artık insanlar almak değil satmak için arıyor. Sadece geçen ay portföyümde 12 orman kenarı evi satışa çıktı. Bazıları değerinin altında satmayı bile kabul ediyor. Güvenlik artık en önemli kriter. Alıcılar da çok temkinli davranıyor.”
Benzer bir tablo turizmde de yaşanıyor. Özellikle pandemiden sonra doğa ile iç içe tatil anlayışının gözdesi hâline gelen bungalovlarda bu yıl doluluk oranları beklenenin altında kaldı. Sapanca’da bungalov işletmeciliği yapan Serkan Tanyüce, geçen iki yılın oluşturduğu tedirginliği şöyle aktardı:
“Pandemi sonrası büyük bir talep vardı, neredeyse hiç boş kalmıyorduk. Şimdi ise misafirler ilk olarak fiyatı değil, yangına karşı önlem alınıp alınmadığını soruyor. Her türlü tedbiri anlatsak da zihinlerdeki korkuyu silmek zor. Özellikle çocuklu aileler artık daha mesafeli yaklaşıyor. Bu durum, doğayla iç içe tatili seven bizleri de üzüyor.”
Orman yangınları üzerine çalışan Prof. Dr. Cemal Karaca da yangınların çok boyutlu nedenlere dayandığını vurguladı. Karaca, “İklim değişikliği, yanlış tarım uygulamaları, kontrolsüz yapılaşma ve bireysel ihmal gibi unsurlar yangınları artırıyor. Orman içi yerleşimler ve tatil yapıları için artık yeni ve etkili düzenlemelere ihtiyaç var. İmar izinleri yeniden değerlendirilmeli, mevcut yapılarda yangın güvenlik standartları zorunlu hâle getirilmeli.”
Karaca ayrıca, bungalov gibi ahşap yapıların cazibesine rağmen ciddi riskler taşıdığına şu sözlerle dikkat çekti:
“Ahşap malzemeler yangın karşısında çok daha savunmasız. Sadece görsellik değil, güvenlik de göz önünde bulundurulmalı. Doğayla iç içe yaşamak istiyorsak, onu korumayı da öğrenmeliyiz.”